en büyük kayýplarýmýzdý, yüklendiðimiz acýlar.
ki o acýlar,
uðrunda birkaç cephede savaþtýðýmýz adamýn ellerindeydi.
ki o adam,
uðrunda defalarca öldüðümüz aþkýn gözyaþlarýna emanetti.
yalýnayak kaçtýðýmýz her kalp maðlubiyetinden
ne kadar çok uzaklaþmýþ saysak da kendimizi,
hiç ayrýlmadýðýmýzý gördük olduðumuz yerden.
bir kýrgýnlýktan diðerine geçmeden önce
hangi söz alýkoydu bizi küslüðü örterken …
boþa çekilen kürek mezarlýðýydý paylaþtýðýmýz yatak.
tam bu ân’a mý denk geldi
bir kalbin diðerinden taþýnmasý ,
ne kadar sürdü
kalanýn, bunu kendine ilaný?
en aðýr kaybým,
en saygýn yalaným oldu adýn.
bu yüzden kusursuz ördüm duvarlarýmý,
bu yüzden göremedim yalnýzlýðýn endamýný,
bir kucak dolusu boþluðun yaratacaðý tahmini sakatlýðý …
içimdeki rüzgara emanet artýk
düþ yolunu izleyen her nehir.
bil bakalým
okyanus mu hüsraným mý daha derin ?