Nereden geldiði önemli deðil, nereye gideceði önemli ...
Bana 3 dakika ver
aþýk olmak için deðil bu kez
gözlerimde gördüðün ruhumun
kapý dýþý anahtarýnýda vermeyeceðim
alkýþ da atmayacaksýn bu sefer
bir süpürgen dahi olmayacak
tek tek sigaralarýn izmaritlerini
dolduracaksýn boþ su bardaklarýna
dalgalý saçlarýnla sürmeli gözlerin
akacak bir makyajýnda olmayacak
dudaðýný bükeceksin iki coðrafyanda
alnýnýn ortasýndan kýrýlacak meridyenin
iki dikiþinde tutulacak göðüs kafesin
hiçbir gitme zamaný bu kadar alýmlý olmayacak
kum torbalarýný dövecek nefeskar yumruklarým
itiverdiðin en beyaz gömlek olacaksýn yakýnda
tuðlalar kýrýlacak bir güneþli ikindi
güneþ gözlüklerinden tanýnmayacak gülüþlerin
sana aldýðým küpenin taþlarý kýrýlacak yeniden
bulamaayacaksýn hiçbir yerde onlarý
yeþil bir düþ kuracaksýn kamyon tekerlerinden
gidilecek bir evin dahi olmayacak benden baþka
her uðradýðýn tanýdýk yabancý kalacak sokaðýnda
bitecek birkaç paket öykü birikecek sözlerinden
temize çýkacak bir kelime olmayacak yüreðinden
jantlarý eskiyecek öpücüklerinin kýrmýzýlýðýnda
bileklerinden düþecek beyaz bir siliniþ
haz duyacaksýn kalmamak için güvensiz varlýðýnla
bana son 1 dakika de
en sevdiðim jazz müziðini çal
20’lerden olsun
notasý olmasýna da gerek yok
zenci düþlerinde bir western sürtmesi
ya da bilmiyorum belki de tam tersi
son üç saniye de geriye say
3 dediðinde son kez güleceðim
2 dediðinde son kez seveceðim
ve bitti dediðinde senin için öleceðim
þiirlerimi artýk postacýlar sana getirir
bu yüzden af dilememe de gerek yok
nasýl olsa bir gün sen de geleceksin yanýma
hem de en kýsa zaman da
kesik iki sevgili yüreðinle
...