yalnýzlýðýn dizlerinde yapayalnýz kalabalýktý günahlar
deli ruhum
balkonlardan seyreder
çakal sesli korkularýn varlýðýný
düþer tenime binlerce yüz
gecedir gözümün gördüðü cehennem
ölüme örülen iþkence
oynaþýr sarý saçlý çocuklarýn kucaðýnda
sessizliðimdeki birkaç çýðlýða çaresiz kalýr güneþ
sesim saksýlarda gömülü
aklýmý saran yanýnýzdaki
uçurumlarda
düðümlü vakitlerin sýrrýna demlenen köklerde
maskeli yüzlerin aynasý
çelme atar siyah bir sisle gölgelere
çýrpýnýþlarým toprakta
yüreðimin en derinlerinde
eteklerimde gümüþten izler dökülür hiçbir zamana
geçmiþin masallarýna iþlenen tarih bulanýr
yaðmur bulutlarýyla mýsra mýsra baþýmý ezer gün
sabahlarýn ilk yapraklarý böyle düþer yamaçlara
küçük deprem kederleri
kýnýma yerleþen dalga
gökyüzünün mavisinde özledim
adýma yazýlan geceleri
rüzgarýn nefesini
çizgilerimde
gözlerimde büyüttüðüm uzaklýkta
çok zaman yoktu evlerin çatýlarý
þimdi görebiliyorum kapýlarý çaldýðýmda
yýpranmýþ selamlarý
artýk cebimdeki inildeyen þiirlere
ölmeden tarih düþeceðim
suskun gülüþümde sýzým
kuytularda ince sevda gibi esecek
mavi çiçeklere
pencereme yorgun bulutlar çarpar
eski fotoðraflara baktýkça
ne çok uykusuzluðum
dilimin yeþilinde
þimdi
düþlerimin sýcak kývrýmlarýnda
kýmýldanýrým
daðýtýp saçlarýmý iklimlere
özlem özlem serpilirim yollara
yalnýzlýðýn dizlerinde yapayalnýz kalabalýktý günahlar
ayaküstü aldanmalarýn yarasýydý yaþamak sandýðýmýz geceler
tenime binlerce düþen yüz duadýr dolaþan sokaklarda