Kýzýl renge bürünmüþ, bulutlarda akþamlar,
Duygular hüzün, hüzünde yürünen sokaklar.
Hangi efkârda bilinmez, hedefsiz adýmlar,
Hangi kulaklara seslenir, hüzzam þarkýlar.
Toroslardan süzülürken, ay Akdeniz yatmýþ,
Rengârenk bulutlardan, biri kaþýný çatmýþ.
Þu hilal mehtabýnda, sevdaya selam çakmýþ,
Ýþte bu akþamlarda gönül , gönül’e akmýþ.
Ey zaman sen ileri ben maziye giderim,
Öyle bir hafýza kaybýdýr ki, bilmeyeyim.
Üç beþ damla gözyaþý gerisi hep güleyim,
Duvara yansýyan gölgelerde resmedeyim.
Güneþ doðar ve batar kapkaranlýk günlerde,
Ýnsani olan her þey künde üstüne künde.
Tamahkârlýk tek gaye lafta hepsi beyhude,
Ýnsanlýk ikide deðil huzurluydu birde.
Durmuþ zamanýn çehresinde bir anlýk tutku,
Hakikate kapandý mý gören gözün ufku.
Duyulmuyor mu asýrlar öncesinin nutku,
Oysa niceler tarafýndan verilen muþtu.
Akýl þehvetin kýskacýnda bu nefs derebey,
Hu çeken derviþler firarda ya/hu peyderpey.
Mihraptaki kýyamýn sesi çýkmýyor epey,
Kul Esfel-i safilin’ de bodoslama dikey.
JALE KESKÝN