Ýnce bir keman sesi sadece Geceye biçtiðim kefen. Ve derin bir hastalýk ruhumda, Ve bedenimde zamansýz yaralar. Yüklemsiz bir hayatýn,öznesiydim ben. Soluksuz kaldýðým zamanlarým vardý,biliyorsun. Ve týrnaklanmýþ gözlerimde ýþýk; Yitirilmiþ bir ney sesi kadar yalýndý,biliyorsun. Takýlýnca esaretine bir kemanýn, Aðlayan bir gece mavisi býrakmýþtýn sessizce avuçlarýma. Aslýnda Ankara’da hüznün adýydýn sen Ve yüreðimde periþanlýðýn tuvalsiz resmiydin belki de. __Ya da bana öyle geliyordu.Sorma iþte!
Sonra Çankaya’da, Namlusundan kurtulmuþ bir fiþek gibi Duraksýz caddelere vurdum kendimi, Aðzýmda yarasý kemiksiz bir tutam etin. Nerden bileyim baþýmda seyrettiðini rahmetin? Sonra... Sonra son sürat sana koþuyordum. Saçlarýmda bir Ankara ölüyordu Ya da ne bileyim bana öyle geliyordu. Sorgulanmamýþ bir tebessüm kaldý mý acep, Ya da elleri sallanýrken bir trenin ardýnda Aðlamayan iki göz? Ben koþuyordum hava kýþtý, soðuktu. Dedim ya saçlarýmda bir Ankara ölüyordu Ya da ne bileyim bana öyle geliyordu. Seyran baðlarýna dik bir yokuþtan inilirdi. Sýrtým köþkün keyfiyetinde,gayet emindi. Ben koþuyordum; Eller uzanýyordu arkamdan, Çýðlýk çýðlýða bir çocuk aðlýyordu gözlerimde. Ben susuyordum,o konuþuyordu... Ankarayý ölürken hiç böyle görmemiþtim: Sahipsiz bir çocuk gibi yapayalnýzdý Ve bir sevi kuþu kadar bahtsýzdý. Dar zamanlar yoktu o günlerde Ve yazýlar yazýlýrdý duvarlara, Gece vakti memleket sevdasýyla on sekizinde. Ve halk için kardeþler vurulurdu. Yine garip ama Halklarýn kardeþliði uðruna kardeþler yurttan kovulurdu. Gerçi o günlerde çocuktum, Mama ile besliyordu annem beni. Ankara soðuktu,kar yaðýyordu Sýhhiye’ye. Annem sýký sýký sarýyordu her yerimi Ve çok seviyordum atkýmdaki ay yýldýz iþlemesini. Ne bileyim annemin þefkâtinin rahmetten geldiðini Ve nerden bileyim annemden gayrý her þeyin eskidiðini? Ankara soðuktu,ayaz düþüyordu köprü altlarýna durmadan. Teneke ateþinde türküler söylüyordu çocuklar Ve gözlerinde seyrediyordu mutluluklar __Ya da bana öyle geliyordu. Sorma iþte!
Sonra Kýzýlay’da, Minik tabureli bir çay salonunda, Memleketimin en demli çayýna uzanýyordu ellerim. Rizede özenle seçilmiþ çay yapraklarýndan üretilmiþti sanýrým. Yan masada memleket kurtarýyordu kulaklarý küpeli kardeþler. Amerikan cigarasý masalarýnda Ve ne garip þeydi bu, Emperyalist ya da kapitalist söylevler hep aðýzlarýnda. Kýzýlay’da, Minik tabureli bir çay salonunda, Memleketimin en demli çayýna uzanýyordu ellerim. Dilim hararetimin anlamsýz vehminde, Dilim çýrýlçýplak ve aðzýmýn esaretinde. Buðulanmýþ gözlük camlarýmda anlamsýz þekiller Ve gönül kafesimde boyun büküyordu karanfiller. Yenik ekinlerin buðdayýndan öðütülmüþ ekmekti dilimdeki tat. Ve bilmezsin sen, Gönül mabedimde hep aðlýyordu mihrap. Gökyüzünde minik uçurtma nazlý nazlý uçuyordu. Acýsý gözünden belli bir çocuk, Yazýk mahçup aðlýyordu. Sorma iþte; __Ya da bana öyle geliyordu.
Sonra Ulus’ta Kendimi yükleyip kendime yürüyorum. Yabani güvercinlerin lakabý çýnlýyor Kara benizli bir çocuðun dilinde: "Yabik bunlar abi tutulmaz ki öyle" Yürüyorum... Yolum kesiþinceye kadar sulu handa Ve bir ezan sesi Hacý Bayram’da. Evet Hacý Bayramda bir öðle vakti, Avlusunda iki tabut,içinde Ademin emaneti. Türbede þeker daðýtan kadýnlar, Tam cehaletin resmi. Arkada putlarýn yalçýn evi ve þükür yýkýlmýþ tapýnak. Garip ama içinde çocuklar yalýn ayak. Hacý Bayram’da bir öðle vakti Nefesimin rengi tek kerametim biliyordum. Sarmaþ dolaþ bir kalabalýk, Gölgesi yalnýz kuytularda. Sonra her þey bir milyona satýlýr oldu, Çin malý Japon pazarlarýnda. Yüreðini satan var mý ki acep, Yüreðini bir bezirgan pazarýnda? Söylesene kardeþ: "Bu yürek kaç milyona" Ben susuyordum,o konuþuyordu. Sorma iþte; __Ya da bana öyle geliyordu.
Sonra Cebeci’de, Kara trenlerin yerini aldý metrolar. Ve yazýk.... Yerin dibine gömülür oldu o sevdalar. Numune hastanesi acil servisinde, Umutlarý sönen adamlarý gördüm. Ya da birileri o serviste beni gördü Ve metroda inadýna sarý çizgiyi ihlal eden zalýmlarý. Ve Cebeci istasyonunda; Ýþçi yorgunluðuyla ellerini ovuþturan canlarý gördüm. Çalý diplerinde yavrusunu emziren köpekleri Ve soðuk bir zamana esir olmuþ mavi önlüklüleri Ve kýþ mevsiminde bile sesi kesilmiþ kardelenleri gördüm. Sahi sen hiç kardelen gördün mü? Sahi hiç dokundun mu yapraklarýna? Allah aþkýna söylesene, Ýçini gýdýkladý mý o zemherinin tarifi mümkün olmayan don hali? Ve bir çýnarýn kururken göðsünde asýrlýk ten hali? Ben gördüm. Bir Ankara ölüyordu Sorma iþte; __Ya da bana öyle geliyordu.
Engin Badem Sosyal Medyada Paylaşın:
ebadem Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.