cürmü
düþtüðü yer kadar yakan bir þair olup
dayanmazdým þehrin öte yakasýna
yüreðimin vadilerinde
kanatsýz kuþlar uçuran sözlerin
olmasaydý þayet
ve yýrtýlmasaydý gökyüzü
üstüme al/ýn/mazdým
yamalý bulutlarýn ah-ü zârýný,
belli ki nazarým deð/ iþ /miþ
nazarýna iliþmeyeli…
dipsiz bir hokkanýn içinde hapsolup kalmýþ
çýðlýklarým var
leylâ’dan yadigâr.
herc ü merc oluþuma delâlet eder
usturasý cebinde karanlýk geceler.
bir elimde þifa niyetine kan taþý
diðerinde her dem çoðalan bir nâr…
yeni þeylere mahal býrakmýyor
ensemde gölgesiyle dolaþan bir bûselik an
kekre bir düþün izdüþümünü saklýyor itinayla
sýrlý aynalar
nâr da sen, sýr da sen...
sürüklenip duruyor melal denizlerinde
içi gül dolu al bir kefen.
yýldýzlar aþka aþiyan olsaydý
bir y ý l d ý z lýk hatýrým silinmezdi yüreðinden...
kendi avuçlarýmdan içirdim aþk þarabýný
kan sýzan bileklerinde siyah bir tül
keskin bir kelâm ile kesmiþim þiirin atardamarýný
katil de ben, maktul de ben.
g/ör mýsra mýsra
hüznümün taranmýþ saçlarýný.
say ki,
gözlerimde ay çarpmasý
ellerimde gül…
/ mai /