Aþýlmaz daðlardý yüklenen yarýnlarýma
yollara özlemimi yýllara ömrümü taþýdým
donan yüreðimdi dünya
içinde gözlerimi sakladýðým
Ey hayat yeter üzme beni
dokunma içimin aðýtlarýna
inleten acýlardan süzme
sürme, sürgünden sürgüne
yorgunum…
dað olup yürüme üstüme üstüme
býrak tutunayým bende bir ucuna hayatýn ...
Yeter ey gazap fýrtýnadan fýrtýnaya,
rüzgardan rüzgara tuttuðun
acýlarla kavurduðun
savurduðun hüsrandan hüsrana
dayanmak zor kanlý mýzraklarna
ömrümün son deminde bu çaresizliðimle
aðrýlarý taþýyamýyorum kalbimde
Gidip geldim öylesine bir baþýma
kör ve topal bir hayatýn yamacýnda
ne yaný oldu ne de yönü
ne yarýný, ne de dünü
kapanmadý açýlan hiç bir yara
alnýma kara yazýldý
sancýlý hýçkýrýklarla kurþunlandý kalbim
içimde her acýnýn bir izi kaldý
Vuruldu kelimelerim
kýrýldý kalemim
yýrtýldý defterlerim
alnýma hüzün yazýldý…
kelimeler arýyorum þimdi þiir kokulu
çoban yýldýzý sevdalar
ýsýtan sevgiler arýyorum yüreðime
çok üþüdüm...
Þimdi dallarý fýrtýnada kopmuþ
yalnýz bir aðaç gibi yorgunum bozkýrlarda
yavrusunu yitirmiþ bir geyiðim yaralý
kanadýkça yüreði gözyaþý süren üstüne
Aðlayan bir masal hayatým sanki
eyvahlý gecelerde hep yanýlgýlar,
yürek yakan yangýnlarda kaldým
dilsiz çaðlayanlar aktýkça içime
yaramý kanatan sancýlarla sardým
Bir sabah kollarýmý gerip çarmýha
yüreðimi alýp gittiler sabahý uzak kentlere
bir yapraðýn ürpertisine sarýp acýmý
dikenli teller, inleyen çöller içinde
kuþlarýn, sularýn konuþtuðu yerde
ölüm sessizliðinde kaldým …
Haykýrdým kimse duymadý çýðlýðýmý
anlamadý kýrgýnlýðýmý, kýzgýnlýðýmý dünyaya
sapý sedeften bir býçak gibi
yüreðime ince nakýþlarla saplandý aþk
gözlerime hüzün yazýldý
göðsüme mezar kazýldý
aynalardan bile sildim yüzümü
görme beni…
usandým karanlýk odalardan
sancýlý hayallerden, yarýný olmayan umutlardan ...