kaybolurken gün teninde sessizce
yavaþça çarþafýný topluyor deniz
huzursuzca kýpýrdanýyor koynu
dalgalar geliyor önce kelebek kanatlý
aþüfte kalçasý gibi çalkantýlý sonra
ýslak nefesinde ölüm kokusu
asýlýyor federico küreklere
kollarý yorgun elleri aðlara vurgun
deniz azgýn havada fýrtýna sancýsý
ha koptu ha kopacak
kim bilir bu belki de son olacak
derin derin iç çekiyor deniz
savuruyor kýrbaç gibi saçlarýný hýrsla
bir kez daha vuruyor, bir kez daha
acýyla can çekiþen sandala
tanrým tuz da kokmuþ su da
ölümü maðrurca tutarken avuçlarýnda
baðýþlýyor federico tüm balýklarýn hayatýný
korkusuz gözlerle bakýyor nereus’a
usulca koynuna alýyor deniz
örtüyor üstünü simsiyah bir yorganla
ve ay yüzünü örtüyor utancýndan bulutla
kesiliyor aðýr aðýr sancýsý
diniyor göðsündeki gri fýrtýna
uyutuyor yüreðini deniz
þarabi bir hüznün koynunda
Nevin Koçoðlu