*Anayurt / Anadolu
Kim bilir kaç bin yýldýr, hep ayný yerindesin?
Kaç bin kez, kaç bin atlý, göðsüne basýp geçti?
Yurt oluþundan beri, sen hep eyerindesin!
Kaç soy sevindi, kaçý, suratýn asýp geçti?
Son gelen ecdâdýmdý, bin yýl geçti aradan
Hepsinin gönlü pamuk, bilekleri çok sertti!
Onlarýn cümlesinden, râzý olsun yaradan
Allah aþkýyla yanan, hepsi ihlâslý fertti...
Orta Asya’ dan gelen ecdâdýmýn erleri,
Türklüðün yurdu yaptý, bu emsâlsiz yerleri...
Ne tarihler gördün sen, kaç devlet geçti senden?
Saymaya kalksam benim, yetmez ki âciz aklým!
Kaç bin yýl, kaç yüz devlet, hayatý içti senden?
Nevrim döndü has yurdum, inan yok gizlim saklým.
Rabbim bir cennet yapmýþ, bir de onun gölgesi.
Cennetten farký var mý, öyle güzel ki yurdum?
Dünyayý hayran eder, hem de her bir bölgesi!
Hayâlimde, düþümde, hep sayýklayýp durdum.
Kimi meftûn etmez ki, akan bu renk cümbüþü?
Bu ülkede yaþamak, her kulun bitmez düþü...
Ne alperenler gelip, geçti gitti yurdumdan!
Besmelesiz dillere, Hakk kelâmý okuttu.
Önce selâm getirdi, Asya’ da bozkurdumdan
Sonra Allah adýný, tüm kalplere dokuttu.
Bir ’Yunus’ geldi geçti, gönlü yerde sürünen.
Söz etti, aðulu aþ, bal ile yað oldu hep!
’Gel! ’ Dedi ulu veli, hoþgörüye bürünen.
Koruk sabýrla piþti, þýralý bað oldu hep!
Evliyâlarýn yurdu, ’ Anayurt / Anadolu...’
Dünyaya insanlýðýn, senden geçiyor yolu.
Ezâný, þahâdetin temeli yapan ecdât...
Uzandýðý her yere, kubbeleri kondurdu.
Kaç sefer Allah için, yaptýlar kutsal cihat!
Hakk’ ýn inâyetiyle, tüm küffârý dondurdu!
Öyle sýklýkla oldu, o -haçlý- seferleri;
Çok uðraþtýlar onlar, Kur’ an’ a çatmak için...
Göðsünü siper etti, Türklüðün neferleri!
Bu nurlu topraklardan, küffârý atmak için.
’Söylendi bir aðýzdan, bu gökte ezan dinmez!
Yurdumun gönderinden, asla bayraðým inmez! ’
Baðrý þehitle dolu, kanla yunmuþ beldeler...
Bir kuru tarla deðil, gör bu topraklar vatan!
Kefensiz yatanlarýn, hepsi de gönüldeler
’Ölü demeyin sakýn, þühedâdýr tüm yatan! ’
Çanakkale’ de kaldý, her evden iki þehit!
Erzurum’ da buz tuttu, bu vatan için erler
Yedi düvelle nasýl, çarpýþtý Allah þahit...
Cennete hep kol kola, gitti bütün neferler!
Olmasalardý ar/ ým, ayaklar altýndaydý,
Onlarýn yeri Hakk’ ýn, hem en üst katýndaydý...
Allah’ ým, nasip olmaz bu güzellik her kula!
Bu senin inâyetin, aziz Türk milletine.
Deðiþmem ki dünyayý, yurdumdan bir çakýla!
Ne büyüksün Rabbim sýr, ermez adâletine...
Kanlarýyla kazandý, bu millet bu nimeti!
Ne kadar þükretsek az, nankörlüðe gerek yok.
Hak etti bu insanlar, bu güzel ganimeti!
Teþekkürler Allah’ ým, teþekkürler hem de çok.
Bu füsunkâr topraklar, benim týrnaðým, etim!
Cennetin yeryüzüne aksidir, memleketim...
Yekpâre bir mermersin, hem de öyle çok renkli.
Ustasýnýn elinden, çýkmýþ bir ebrû gibi...
Dillerin var benzemez, ama öyle âhenkli
Ýnsanlarýný gören, sanýr peri-rû gibi!
Binlerce yýl kavimler, birbirine kaynamýþ
Eritsen de ayrýþmaz, et ve týrnak misali...
Hepsi mürüvvet günü, hep el ele oynamýþ!
Anadolu’ m tek vatan, hem barýnak misali.
Seni tasvir edecek manzûmeyi kim yazsýn?
Sen öyle ufak, tefek, kitaplara sýðmazsýn...
Bir devir ki lâleler, büyülemiþ âhenkle!
’Yediveren gülleri’, diyârý olmuþ yurdum...
Rabbim kelebekleri, doldurmuþ bin bir renkle.
Onlara niþan alýp, gökkuþaðýný vurdum!
Dökülen o renklerden, arýlar ballar alýr...
Bitkiler, lezzetlerin hasýný verir burda.
Ýnsanlar tüm gönlünce, çiçekli dallar alýr
Bu emsâlsiz tabloyu, seyredeyim bir dur da...
Anaydý Anadolu, verdi, her zaman verdi!
Almayý denemedi, O, vermeyi severdi!
Nerde var bu havalar, nerde bu berrak sular?
Dupdurusun ’su gibi, aziz ol’ Anadolu’ m...
Mâzide kaldý sana, kurulan tüm pusular!
Sakýn nazar deðmesin, kýrýlýr elim kolum.
Bir sengine Acem’ in mülkünü veren þâir,
Dünyayý bir taþýna, deðiþirsem namerdim!
Neler yazýlmadý ki, bu eþsiz yurda dâir?
Senin güzelliðine, bütün ömrümü verdim.
Bir söðüt gölgesinde, þimdi serinliyorum...
Susun, ne olur susun,’Yurdumu dinliyorum! ’
Antalya-2011/03
Halil Þakir Taþçýoðlu
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.