Sabahýn müjdecisi ezanlar okunuyor Ötüþürken horozlar, bir günü aðartýyor Telaþla açýlýyor kapýlar yavaþ yavaþ Hürriyete kavuþurken, azgýn bir telaþ Kimi me, me diyor, kimi mo, mo diyor Özgürce çýkýyorlar siperlerinden Danalar kuzular koþuyordu peþinden Sürünün çobanlarý ellerinde deðnekleri Koþarken sürüler köyümün merasýna Korumaya alýyordu köpekten tüfekleri
Köyümün bir de kurbaðalý göleti vardý Ýçinde sesleri hiç susmayan kurbaðalarý Gölette dolaþýyordu eski hamur tekneleri Ýçinde çocuklar, elinde çubuktan kürekleri Bir adam yüzüyordu sularý köpürterek Sýrtýnda maskaralýk yapardý kurbaðalarý
Köyümün sabahý akþamý bir baþkaydý Tandýr ekmeðinin kokusu bir baþkaydý Süt saðan gelinler, yayýk yayan analar Yaðýn balýn peynirin tadý bir baþkaydý Yollara dizilirdi köyün kaðný arabalarý Tarlasýna giden baba oðul keyfi baþkaydý
Belki de siz hiç görmediniz At arabasýný kaðný arabasýný Ekmek piþirilen tandýr damýný Gölgeler býrakan gaz lambasýný Türküler söylerken harmanlarýnda Öküzlerin çektiði gem tahtasýný Mahmuzlardý geçler kýrlarda atlarýný Ufuklara yelken açarken kanatlarýný
Evvelce böyle topraða düþman deðildik Hasret deðildik topraðýn kokusuna Topraðýn dostuyduk zerresini severdik Yollarýmýz topraktan evlerimiz topraktandý Ölüm vardý, mezarýmýzda da topraktandý Þimdi kavuþtuk bin yýllýk ölümsüz evlere Kendimizi de benzettik ölümsüz devlere
Mustafa CEYHUN Sosyal Medyada Paylaşın:
Mustafa Ceyhun Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.