Aþýk Muhibbi’yle sürekli bir arkadaþlýðý oldu. Bu arkadaþlýklarý sürecinde birlikte birçok yolculuklarý oldu. Bunlarýn en ünlüsü vapurla Ýstanbul’a gitmeleri ve orada karþýlaþtýklarý olaylardýr.
Köyünde hocalýk da yapan Aþýk Saidi’nin namaz kýldýrýrken pencereden atýlan bir kurþunla öldürülmesi üzerine, ayný kýza aþýk olduklarýndan dolayý, Þamili sorumlu tutularak hapsedildi. Daha sonra Þamili’nin dönemin padiþahý Abdülmecit’e, suçsuz yere hapsedildiði gerekçesiyle affedilmesi için yazdýðý arzuhaller amacýna ulaþtý ve bir süre sonra býrakýldý.
Erzurum’da aþýklar arasýnda yapýlan bir atýþmada (tahmini 1860-65 yýllarýnda) çok ilgi gören ve baþarýlý olan Þamili’nin kahvesine birileri tarafýndan zehir kondu. Þamili köyüne dönerken yolda fenalaþtý, zehirlendiðini anlayýnca son türküsünü söyledi. Zaten köyüne varamadan da öldü. Mezarý Yusufeli’nin Ýþhan (þimdiki adý Daðyolu) köyündedir.
Aþýk Þamili’nin bugüne ulaþabilen koþma, divan ve destanlarýndan »Dünyanýn« adlý zincirleme þiiri, aþýklýk geleneðinde bu tarzda verilen en uzun eserlerden biridir. .......................................................................................