Gözümün Nuru, Varlýðýmýn Sebebi, Habib’ im, Ser Tacým. Ana, baba, oðul, insanlýk, kâinat, Ben sana muhtacým.
Zifiri karanlýklara doðan ASR-I SAADET GÜNEÞÝ, Hadi gel. Ne olur, bir defa göreyim, Mah cemalini gelip çatmadan ecel.
Firakýn her gün daðlamakta, Aþkýnla yanan tarumar sinemi. Hadi gel! Asr-ý saadet öncesinin karanlýklarý kaplamadan didemi.
Ne olur gel. Tüm kâinat ile beraber ben de bahtiyar olayým, Asr-ý saadet devrinden esen bir çöl rüzgârýna, Giriftar olayým.
Koyun kýlýðýna girmiþ kurtlar, Önüne katýp götürdü sürümüzü. Mahrem yerler açýkta kaldý, Biz demir maske ile kapattýk yüzümüzü.
Baba katili cani çocuklar, Mahkeme salonlarýný her gün doldurmakta, Kuytu köþelerde, karanlýk sokaklarda, Her gün bir veled-i zina doðmakta.
Cahiliye devri deðil, Lakin doðan çocuk boðulup bir yerlere atýlmakta, Kadýnlar, kýzlar, kýzanlar Hayâsýzca kaldýrýmlarda satýlmakta.
Asr-ý Saadetinden on dört asýr sonrasý Ya Resul, Sözünü ettiðim. Soyup gitti mihman hanemi, Arlanýp, utanmadan Allah rýzasý için mihman ettiðim
Ne olur gel, firakýn nihayet bulsun, Yürek dayanmýyor artýk bu sevdaya. Gel, gel de aydýnlansýn katran karasý karanlýklar Pür nur çýkalým ne olur, birlikte ferdaya.
Ereðli, 28 Mayýs 2004
Yüksel Erentürk Yýlmaz Sosyal Medyada Paylaşın:
Yüksel Erentürk YILMAZ Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.