Soðuk bir kýþ gecesiydi.
sokak lambalarýnýn þavký vurmuþtu
pýrýl pýrýl karlar üstüne
bi bebek doðmayý bekliyordu ana karnýnda
telaþla aceleci nereye geleceðini bilmeden
tekmeliyordu aslýnda en rahat olduðu sýðýnaðýný
sýkýlmýþcasýna
vaktim geldi diyordu
bende acý çekeceðim
bende aðlayacaðým hýçkýra hýçkýra
güleceðim karýn kaslarým patlayana kadar
sýklaþýyordu sancýlarý ananýn
elinden gelmiyordu tersi
doðacaktý çirkin ördek yazvrusu
vakti geldi saat 03:00
ilk çýðlýklarýný attý...
soðuk yaladý minik yüzünü
annesini aradý minik elleri titrek titrek
dünya pisliðinden uzak en saf günlerini yaþadý
her çocuk gibi
kendini bilene kadar
saçlarýný taradý
fýrfýrlý etekler giydi hayaller kurarak
ablasýný seyretti hayran hayran aynanýn baþýnda
sýcak yatak sohbetleri sardý gecenin karanlýðýný
hep çirkin olduðunu düþündü...
çirkin ördek yavrusu.
oysa kuðu olmaya baþladýðýnýn farkýnda deðildi
serpildi...
açtý güzel kanatlarýný 21 yaþýnda deniz kenarý þehirlere
þimdi dalýp gittiði o güzel günlere
dolar gözleri özlemle
doðduðu eve
anasýnýn kokusuna
emeklediði topraklara...
bugün onun doðum günü
iyi doðdun beyaz kuðu...