Tedirgin öpüþmelerin,
Eksik cümlelerin ve de
’Baþkalaþmýþ’ tüm canlýlara inat,
Sevdalarýn baþýboþ serseriler gibi dolaþtýðý,
Uzak þehirlerden kaçtým da sana geldim.
Aramýzda inleyen þileplerin boðuk sesleri vardý.
Eski bir porselen fincanda,
Demli çayýmý soðuttuktan sonra adýný yazdým.
Altýn mürekkep damlamasý manasýzdý,
Adýn kadar altý þen gemi sokuldu hayallerime.
Soðuk çayýmdan bir yudum daha alýp,
Vefaný yutkundum mecalsiz hayallerde.
Yalansýz bir nedamet yola çýktý hece garýndan.
Korkmadan seni sevmeyi öðrendikçe yüreðim;
Her saniye daha da aþýk oldu,ah mine’l aþk tadýnda.
Yandýkça,tadýna banmaktan zevk aldý sevgim.
Uykunu kaçýrtan bir çýðlýk olmanýn tedirginliðinde,
Yapým eklerini çekip çekiþtiren lahana kokusunda,
Kuruyan ellerine bir buse býrakmaya geldim.
Sokak sokak dolaþtým;
Adýný,içimde ki amazonlarda bir kano amortisinde,
Aylarca sabýrla kýyýyý görmesi için yüzdürüp,
Gül yüzünde,aþk rençberin oldum.
Sabýrla;kumbaramda bir kadýn biriktirdim.
Ne zaman kýrýlýp,ne zaman bana gözükür bilmem ama;
Ben tüm sevgimle yine sana geldim.
Gülücüklerini saçtýrmak için;
Gülbebeðim…