............................................................................................... Daha Senden Gayri Aþýk Mý Yoktur
Daha Senden Gayri Aþýk Mý Yoktur Nedir Bu Telaþýn Vay Deli Gönül Hele Düþün Devr-Ý Adem’ Den Beri Neler Gelmiþ Geçmiþ, Say Deli Gönül
Þu Fani Dünyada Umudunu Yüz Ýnanmazsan Var Kitaba Yüz Be Yüz Evin Mezaristan , Malýn Bir Top Bez Daha Duymadýnsa Duy Deli Gönül
Günde Bir Yol Duman Çöker Serime Elim Ermez Gidem Kisbü Karýma Kendi Bildiðine Doðrudur Deme Var Ýki Kamile Sor Deli Gönül
Gördüm Ýki Kiþi Mezar Eþiyor Gam Gasavet Gelmiþ , Boydan Aþýyor Çok Yaþayan Yüze Kadar Yaþýyor Gelde Bu Dünyayý Yor Deli Gönül
Mevlam Kanat Vermiþ Uçamýyorsun Bu Nefsin Elinden Kaçamýyorsun Ruhsati Dünyadan Geçemiyorsun Topraklar Baþýna Vay Deli Gönül RUHSATÝ HAYATI
Bir þiirinde;
Elli birde zuhur edip Doðup cihana gelelim ben
diyen Ruhsatî, H. 1251 (Miladî 1835) yýlýnda doðmuþtur. Yine bir þiirinde;
Sultan Mehmet þant zat-ý âliþan Erer maksuduna pâyýna düþen
ifadelerinden de onun Sultan Mehmet Reþat devrini (1909-1918) idrak ettiðini anlýyoruz. Vehbi Cem Aþkun, Ruhsatî’nin cülustan iki yýl sonra, yani 191I’de vefat ettiðini söylüyor. Eflatun Cem Güney de; “Ruhsatî... 1327 (191l)’de yetmiþ altý yaþýnda gözlerini kapamýþtýr” diyerek, Aþkun’u destekler.
Bir köy þairi olan Ruhsatî, Sivas’ýn Deliktaþ bucaðýnda doðmuþ ve ömrünün hemen hemen tamamýný burada geçirmiþtir. Onun;
Dedem vilayeti gitsem Tonus’a Saklamaz sýrrýný sezegen olur
Ben bilirim Þeyh Mehmet’tir pederim RUHSATî’ye eþ ben oldum aðlarým
deyiþinden, Ruhsatî’nin babasýnýn Mehmet olduðunu öðreniyoruz. Fakat þiirlerinde annesinin ismine yer vermemiþtir. Eflatun Cem Güney, annesinin isminin Safiye olduðunu ifade etmiþtir.
Ruhsatî on iki yaþýnda öksüz ve yetim kalmýþ; bu bakýmdan kuvvetli bir tahsil görememiþtir. Bir divandaki;
Eðer nikâhtan sorarsan dördü bitirdim tamam Eðer evlattan sorarsan yiðirmi üçtür heman
ifadelerinde, dört kere evlendiðini ve bu evliliklerden yirmi üç çocuðu olduðu neticesine varýyoruz. Eþlerinin adý sýrasýyla þöyledir: Mihri, Ayþe, Fatma ve Mühimme. Bunlardan Mihri, oðlu Âþýk Minhacî’nin annesidir.
Ruhsatî, uzun müddet Deliktaþ aðalarýndan Ali Aða’nýn yanýnda azap durmuþtur. Kimi zaman Tecer’deki deðirmenlerin su iþlerinde çalýþmýþ, kimi zaman da köyünde kiracýlýk, rençperlik ve çobanlýk yapmýþtýr. Bazen de inþaatlarda bennelik (duvarcýlýk) yaptýðý olmuþtur. Zaman zaman gurbete çýkan Ruhsatî ömrünün sonlarýnda köyünde imamlýk yapmýþtýr. Ömrü fakirlikle geçen Ruhsatî, ufak-tefek yardýmlar haricinde kimseden arzuladýðýný bulamamýþtýr. Mezarý, doðduðu yer olan Deliktaþ’tadýr
Ruhsatî, bedeli bir âþýktýr. Birgün Kertme köyü mezrasýnda uyuyakalmýþ ve bu sýrada pirlerin verdiði badeyi içmiþtir. Aþaðýdaki sözlerinden de anlaþýlacaðý üzere, kendisi de zaman zaman bunu dile getirmiþtir.
Bir gece menamda gördüm muhabbetin badesin Ýçmeden mest eyledi fincana aklý m yetmedi
Baktým bir bade sundular yatarken bir gecen ben Anasýndan doðduðuna oldu piþman sanmasýn
Ben deðilim Hak söyletir dilimi Bade içtim kimse bilmez hâlimi
Asýl adý Mustafa olan Ruhsatî’nin mahlasýný Þeyh Ýbrahim Efendi vermiþtir.
Kimi Ruhsatî der kimisi koca Kimisi âþýk der kimisi hoca Kimisi Cehdi’ der kimisi yuca Gazaya razý ol belâya sabur
Bir zaman Ýcadi bir zaman Cehdî Þimdi de Ruhsati baba dediler
sözlerinden anlaþýlacaðý gibi, her ne kadar Ýcadî, Cehdi mahlasýný da kullandýðýný söylüyorsa da biz, bu mahlaslarla söylenmiþ þiirine rastlayamadýk.
Ruhsatî, irticali olan fakat saz çalmayan bir âþýktýr. Hakkýnda yazýlmýþ kitaplarda ve makalelerde, saz çaldýðýndan söz edilmiþse de bunun böyle olmadýðýný bizzat kendisi ifade etmiþtir.
Ne çöðürüm ne kavalým ne sazým Ne bir Hakk’a yarar vardýr niyazým
Saz ile söz ile alýnmaz meydan Ruhsat’ýn mahlasý serpilmedikçe
Ruhsatî’nin pek çok âþýkla karþýlaþtýðý þüphesizdir. Ancak biz bunlardan Hacý Necati, Âþýk Halil ve Kanaklý Sefilî gibi isimleri tespit edebildik.
Fiziki olarak uzun boylu, beli bükük, çil yüzlü, çakýr gözlü, sarý sakallý bir yapýya sahip olan Ruhsatî, karakter itibariyle de ideal insan vasýflarýna sahiptir. Basiret, kanaat, tevazu ve izan sahibidir. Haramdan, koð, ve gýybetten kaçýnmýþ; sýr saklamasýný bilmiþtir. Kimsenin azýna çoðun karýþmamýþ; kimsenin malýna göz dikmemiþtir. Samimi bir Müslüman olup Ýslâm Peygamberini aþk derecesinde sevmiþtir. Önceki kaynaklarda Bektaþî olduðu ileri sürülmüþse de Ruhsatî, kendisinin de pek çok þiirinde belirttiði gibi Nakþibendi tarikatine mensup bir âþýktýr. . ...................................................................................................