BOZKIR GÜNCESİ
-2010 Kapadokya Uluslararasý Þiir Yarýþmasý 1.lik Ödülü-
/ Aþk içindi her þey /
N.
ak baþlý bir kartalým ben ýssýzlýðýnda yârin
Toroslar’dan süzülen Orta Anadolu’ya tülbent yeþili
ah benim yalnýzlýk maðduru gölgem
soyundukça bozkýra enser vuran bendimin sipahisi aklým
feri silinmemiþ rüzgâr yüreðim
perçem gibi salýnýyor tarihin terli atlasýndan
en göçebesindeyken mai ruhlu zamanýn
vuruluyor demine Konya sarýsý tenim
þimal gözlerine dalarken Akdeniz’in
duman kirinde, gönül isinde ufuklarýn nabzý
seyiriyor gözümde tiril bir memleket hatýrasý
ey eteðini toplayýp süzülen bezgin bulutlar
ey seherde bile mümtaz olan gün kýzýlý akþam
ben laçin gözlerimde kaç elem eskittim
kaç avaz býraktým kanat açtýðým yörelere
týrnaðýmda toprak kokusu varken Anadolu’nun
azýðýmda dört mevsim nimet-i cennet
E.
daðlarýmda rüzgar esnemesi soluklandýðým akþam
kuzguni bir fotoðrafýn patikalarýnda dinlenirken seyyah ruhum
yar düþüyor gözlerimin vadisine Erciyes beyazý
Hasan Daðý’nda yankýlanýrken kurt ulumasý sesim
çilekeþ annelerin mersiyesi yükseliyor Çavuþin’den
ah! iþte dirgen tutan nasýrlý çocuk ellerim
ve Kýzýlýrmak’a dokunan bileklerimdeki nabýz
nerede atýyor þimdi Avanos yürekli damarýmdaki kan?
taþlarýn bile hamurlaþtýðý delikli heykeller
sanki ruhunu taþýyor ilk çaðýn yalnýz insanlarýnýn
ne mimar ne þair ne de bir ressam dokunuþunda
çoðalýyor göðe yükselircesine perili bedenler
Göreme’ yi eski bir saltanat sarýðý gibi sarýyor
uçsuz bucaksýz düþlere denk gelen tüfler
duyuyorum/ Lale devri’nde uzanýyor sadrazam selamý
yoksa bu gelen Muþkara’ lý Ýbrahim’in sesi midir?
cami saflarýna bile dokunurken mühürlü eli
medreselerle donanýyor küçük bir köyün silueti
ki o yollarda avuç avuç sular içtim çeþmelerden
hamamlarýnda yýkandým þanlý Muþkara’ nýn
ayaðýmda dikenleri gül olurken bu yeni þehrin
þakaklarýma vuruluyor þarap tadýndaki nazlý Ürgüp
V.
bir kadýn geçiyor baþýnda allý bir kefiye
ayaðýnda toza bulanmýþ eski kunduralarýn sesinde
düðün alaylarý varmýþçasýna diri ve þakrak
ardýnda üç beþ karartý/ birkaç çocuk…
uzaklardan ýslak türküler düþüyor gecenin eleðine:
‘Þen olasýn Ürgüp…’ ‘Karanfilim Buþda Buþda…’
harmandalý gecelerde yere düþen yalnýz ay
/Arzu ile Kamber’den çaldýðým þavk/
ýþýltýsýnda çaðýrýyor çok eþli yýldýzlarý
bir kýzýn gelinliðini taþýmak için yarýna
gönderdeki bayrak gibi duran dam kýrmýzý
þýk þýk ediyor öðülme/li fotoðraflarda sevinç
ah benim üveyik kuþum… hadi ‘saysana’…
Þ.
yalnýzlýðýn serin andýný içmiþçesine
ellerine maþrabalar tutuþturduðum susamýþ rüzgâr
taþ/kýn evlerine uðradýðým, emeklerinden öptüðüm
masallarýný dinlediðim sevecen dedeler
ve nineler eleðini kerpiç duvarlara astýðým
yüzleri toprak çatlamýþý, dizleri yorgun
davul sesleri bozlak aðýzlarda týkanan
ve susan zurnalarýn aðlamaklý sesinde
kuþlarýn selamýyla hüzün dokuyan Eylül
yapraklarýný sunuyor hazan baðlarýna
ah bu mevsim aðýtýný sineye çeken gönlüm
kýrlangýç dönümlerinde tutuyor þair ellerimi
yankýlarýný duyduðum ve aðladýðým anneler
oðul gibi koyduðum þalvarlarýna kendimi
üzüldüðüm ve yandýðým koru koruna
ayaðýmý basamadýðým ezinçler
çünkü kuþ bakýþý yazýlýr bazý þiirler
yüzüp yüzüp sesine yal/vardýðým cura
yareni oldum Divan sazýnýn dibinde boðuldum
türküler söylettim peri padiþahýna
E.
aþktan ýrak, þaraptan keskin
yalnýzlýk… gözemde ambar dolusu
naðmelerle þebnem düþürdüðüm þehir
bakma öyle acýmýþ gibi nazenin
yalnýz ceviz gölgelerine münzevi
bakýþýmý doladýðým yol, vira yarýlmýþ vadi
engebesine baðdaþ kurduðum yayla
‘tepesi delik’ yamaçlarýnda kanatlarým
‘karnýyarýk’ tepelerinde mahrum
‘dað ocaklarý’ nda þulesi ölü…
heyhat, çarýðýný unutmuþ iþte Ýsa
kollarýna yükselirken mesel sahibinin
taçsýz kalmýþ kilise/ Çarýklý duvarlarda
sütunlarý tozlanmýþ ibadetler…
kayalarýn mum yaktýðýný gördüm
/miladýn az sonrasýydý/
hicret tepelerinden usul
azizlerin gözleriyle yapýlýyordu vaftiz
Ýncil iþleniyordu havarilerin elinden
bitkin duvarlarýna Tokalý’ nýn
Meryem busesiydi dehlizlerde ýþýk…
H.
bozkýr çiçeklerinden kolyeler astým
küskün meþe aðaçlarýna
hançeresinde yüzü koyun daðlarýn
tüflü yaylalarýnda eskittim güneþi
kýrkikindi yaðmurlarýnda
buðday tanesiydi yüreðim
silkindi hicabýndan/ hasat zamanlarýnda
göðün eksik yerlerine bakýp ünlü kalede
dört kez nefeslendim, dinledim burçlarýn sesini
mazgallarýnda hýçkýrdým kýrk iki kez
müezzin mahfiliydi altýn yaldýzla iþlenen
/Kurþunlu Cami’de kýldýðým Cuma/
hutbede bile yazýyordu (d)okunaklý gözyaþým
ah bir þiirlik olur mu tasviri sevdanýn
bir nefeste vurulur mu bin baþlý nefs
el verir mi dergâhta gül olmak için Bektaþ
yokuþunda doðrulmadan çilenin?
desem ki Balým’ dýr adým,
cemaline maþuk pir yaným
serdim hýrkaný dað çiçeklerine
hýçkýrdý kýzýl su/ elif olmak için
Ý.
peri bacalý ordulardýk bir vakit
buhurdan oluyordu güvercin uçuþlu periler
düþlerimizin akþam yelinde
Türkçe çalýnýyordu bir dilsiz kaval
sükutuma virgül koyuyordu bozlaðýn Kýrat’ý
kulaðýmda lâldi dört nala
eski göllerin içinde oynadýðým
çocuk ellerimde sünger taþlarý
geliyorken koyunlarý ufukta gizli yaylalardan
meleyen seslerine kurban minik çobanýn
/yalnýzlýðým çalýkuþu…/
bulut bulut dökülürdü þakaklarýma merak
asûman ordularýydý katar katar
kanatlarýmýn altýnda gizlediðim
nakýþ nakýþ iþlediðimdi iplik ucunda zaman
boya otuna bandýrdýðýmdý gönül kýrmýzý
çarþýlarýnda dolaþtýðýmdý ýslýk ýslýk/ mavera þehrin
halýlarýna uzandýðýmdý/ saflarýnda oturduðum beþ vakit
zülüflerini kýskandýðýmdý Göreme/diðim…
R.
yatýrýp yalnýzlýðýmý soksam þimdi Damsa Suyu’na
yeþertebilir miyim Haziran kurumuþu otlarýmý
dokunsam yedi veren semahlarýnýza
iðde çiçeðinizden çalsam bugün
bir evlat kokusu gibi unuttuðum baharý
çakýrcan bahçelerinden tutsam ellerinizin
hüzün baðýný
küçük ekeneklerinizde kalsam
fidan olsa devrana mecruh ömrüm
bitirgen dudaklarýnýzda
bir yaným çanak tutar çömleklere
tavþan tozaðý karlarda kalýr bir yaným
vurulurum yürek sesine Ürgüp çocuklarýn
ehramým Anadolu…
Nevzat KONÞER
Temmuz 10
Muþkara: Nevþehir’in Osmanlý dönemindeki adý. Sadrazam Muþkaralý Ýbrahim, Lale devri yýllarýnda Muþkaraya bir çok cami,bedesten,çeþme,kervansaray yaptýrýr ve þehrin çehresiyle birlikte adýný da deðiþtirir. Þehrin o tarihten sonra adý yeni þehir anlamýna gelen Nevþehir olur.
Kefiye: Nevþehir yöresinde kadýnlarýn taktýðý kýrmýzýlý baþ örtüsünün adý.
Öðülme: Yörede kýna gecesine verilen isim.
Saysana: Yörede kýzýn çeyizine verilen isim.
Çarýklý-Tokalý: Kapadokya civarýndaki önemli kiliseler.
Balým: Balým Sultan. Bektaþiliðin Hacý Bektaþi Veli’yle birlikte kurucusu sayýlýr.
Boya otu: Yörede kýrmýzý renk elde etmek için kullanýlan bir tür ot.
Bitirgen: Yöredeki en önemli tatlýya verilen ad.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.