Sarp Yamaçlarda Tükenen Nefes
kendini yeni endamlara eritmiþ güneþ
ayný sýzýntýlarla uyandý perde arasýndan
havada sandoroz kokan çay buðusu
burnumun ucunda telaþla iç geçiren gün
kuþ tüyü kadar hafif ve öyle yorgun
uyuyordun
Via Agusta da köhne bir otel odasýnda
alnýnýn alcasýnda kurþuni ter sallayan
haþarý çocuk
daðýnýk yastýklarda saçlarýn
seher vakti kadar mahzun
odada geceden kalma tütün kokusunun
ayný yayvan tadý
ayný iniltisi
öfke ve kýzgýnlýklarýn duvardan salyasý akan
ve çivisi oynamýþ bir resimden
solgun renklerini yüzüme sarkýtan sevda
esmer kýrgýnlýklarýn derin izi
ve sancýsýydý ellerim
oysa baþým doludizgin yolculuklarda
diri bir bulut
aklýmýn göðünde rüzgarlarýn yine mavi
dudaðýmýn kozasýný hep aþka çatlatan
o öpüþün
tenini tenime ipek örtüler gibi giydiriþinin
o deli düþüncesi ki þimdi
dokunsan
aðlardý en susmuþ yaðmurlarým bile
yaþam sýcacýk
ve aheste bir ýslýk dilimde
yüreðim kendi kuyusuna salýnan
saydam bir kova
çekerdim senli düþlere
ve coþkulu bir sevinç gözümde titreyen o damlaya
sürerdim
o üveyik türküsünü de hüznün
sürerdim dokunsan eski papatya zamanlarýna
odada geceden kalma tütün kokusunun
ayný yayvan tadý
þifoniyer üzerinde yarýsý boþalmýþ þiþe
ýlýnmýþ su...
ve kirpiðinin ucunda otaðsý gitmelerin
sarp yamaçlarýnda nefes nefese bir tükenmiþlik
yediðim vurgun
ayaz ayrýlýklarýn gerçeðini hazin
kanayan zaman
ve aðzýnýn uçurumlarýndan
narin bir kelebek ölüsü düþürdüðün aþk
döküyordu tozunu seni bende
beni sende azaltarak
uyuyordun sen...
bir izmarit ölüsü daha bastýrýp kül tablasýna
asansör aynasýnda kendine
öyle yabancý bir kadýn
sýrtýnda ketum yalnýzlýðý
yüzünde gitmelerin arifesini
her dilde susan...
Deniz Ercivan 10.Eylül.2006
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.