yürüdüðüm yol uzadýkça
anlamý küçülüyor dünyanýn
dursam, kýlýmý bile kýpýrdatmasam
ölüm gelip dayanacak kapýma hissediyorum
zaten -beklemek- eylemi
durarak yapýlmýyor cancaðýzým
iþliyor kum saati zamanýn
iþliyor acýlar geçidi
yüreðinin dehlizlerine insanýn
kesilen bir aðacýn dalý gibiyim
bütünlük var
cana dair kanýt yok
tepkisiz aðýr vakitler sürecinde
tüm heveslere gözüm tok
olup biten her þey gözümün önünde
alfabesi bozuk dünyada
kana bulanmýþ sözcükler içinde
kaldýrýp baþýmý göðe:
-kötü talih yoktur- diyorum, yoktur
-kader- diyorlar, kader benim elimde
bu son damlayý da dertle kalbe
ben doldurdum
ben tüketirim
Temmuz 2010/ Ankara