Avcumun içinde ýsýtmaya kalksam, Tuz buz olacak ellerin sanki güzel kadýn. Hayret etme, Ben de biliyorum; posta kutuna býraktýðým her mektup bir öncekinin aynýsý. Çünkü, iki öznenin kaçýnýlmaz baðlacý aþkýn, iki ayrý tepesinden, umutsuzlara gürültü gibi gelen fýsýltýlarýmýz sonrasý yazdýðým mektupta da, Ýç içe yýkýlýþlarýmýz sonrasý yazdýðým mektupta da, sen hep aðlardýn. Ve öyle bir an gelip çalacak ki seni benden ayný mektuba bir daha asla, aðlamayacaksýn. Ve ben seni hiç aðlatmadýðýmla gurur duyacak, gururumdan arkama bile bakamayacaðým. Fakat, yine, kaçýncý sayýsýný okuduðunu bilmediðim bir mektubumda, Fay hattý geçiyormuþ gibi avcunun çizgilerinden, Titriyorsun; Ellerin titrek; göðsünün ta kendisi þehvani bir deprem; biraz daha nefes alýp kabartsan göðsünü, acýna dost olur gibi toprak, en derininden sarsýlacak. Býrak, yeryüzü sarsýlsýn; sen aðlýyorsan zaten, býrak da her canlý titresin. Çünkü sen en çok, titrerken güzelsin.
-II-
Avlunun süs havuzunda gözyaþlarýnla çoðalttýðýn yaðmur sularý üzerinde, gemi yaptýðýn mektuplarýmý yüzdürüyormuþsun, duydum. Fakat üzgünüm ki güzel kadýn; Artýk ne ben kaptaný olabilirim o gemilerin, ne de sen binip onlara yanýma gelebilirsin. Çünkü ben, adýný henüz bilmediðim bir yerdeyim, Ve görünen o ki; Ne kadar gidersem gideyim; Yine, senden yoksunluðun tam içindeyim. Çok uðraþtým ama; Gök /yüzüne yetiþip avuçlarýna düþemedim. Yüzüme vurma; Biliyorum; Tüm gidiþlerden büyük bir farklý olmalýydý gidiþimin; Ben, geri dönmeliydim. Fakat üzgünüm ki güzel kadýn sana çýkan dehlizlerden bir türlü geçemedim.
-ýýý-
Ýkimizin de yazdýðý mektuplar var; tek fark, seninkiler hep birbirinden farklý. Bünyen kaldýrmazmýþ gibi sen ayný kelimelerimle sarhoþ olurken, ben komaya girene dek aþýrý dozda istedim, daha fazla kelime ve mektup istedim senden. Diyorsun ki birinde; Ben fazlasýyla düþ kuran bir düþkün ve sana fazlasýyla düþkünüm. Ve düþebilirsem eðer merdivenden ya da en kötü ihtimal; gözlerinden bile düþebilsem içine, kýrýk cam parçalarý gibi batabilirim yüreðinin bir köþesine. Ve bir yanýn daima bana aþýk kalabilir böylece, demiþtin mektuplardan bir ötekisinde. Cevap yazamadým, Diyemedim ki güzel kadýn; Yaþamakla aramdaki tek baðdýr, sana aþýk yanlarým.
-IV-
Þimdi uzaklar, çok uzaklar… Senden ayrý kalana dek yakýndý aslýnda bana, uzaklar. Mektuplarýmý okurken Biliyorum, Hararetli bir telaþ alýyor seni, Her gecenin ay ýþýðýna karþý, kahve sýzýntýsý yapýyor aðzýn, Ciðerinde çürüyor sigara dumanlarý, Tuhaf bir antikalaþma merakýyla, durmadan eskiyor, eskiyor ve sadece eskiyor, içinde hasretle tüten dumanlarýn. Dokunsan dudaðýnda kuruyan öpücüðüme, kuru toprak gibi daðýlacak üzerine ve sen altýnda kalacaksýn bir öpücüðünde toprak kaymasýnýn. Þimdi, þöyle ses etmeden, aðýr aðýr kývrýlabilsem kývrýmýna dudaklarýnýn, Hem sana çýkmayan yol yorgunluðunu atarým, Hem uzak, çok uzaklardan bile seni tekrar öpmüþ sayýlýrým, güzel kadýn. Sosyal Medyada Paylaşın:
H. Karataş Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.