sýðýndý kendine sýðýntý bir kentin önsözü ile ölüm daha küsmemiþ bedene sis görünümlü yalnýzlýk uzak bakýþlý kadýnýn kirpiklerinden süzülür þimdi istihare yorgunu gözlerim zulüm bir fermaný okur gibi…
I.
bu düþtüðün en savunmasýz yerinle aðrýnýn güncesidir uyku uyku gezen düþlerin gök gri bir duvardý sesin boþluða bölününce zalim ve oyunbaz akreple konuþurdu zaman tutsaktý yelkovan deðip de dokunamadýðýn bütün uzaklar kadar sahici oysa dün olmaya çalýþan biriyle yarýndan çalýnan yakýnlar bilir gerçeði
payýna veda düþtükçe hep payýma aþk düþtü hep
/benim için bir þey yazma…asla yazma yazmýyorum… sözlere yenik düþüyorum/
yazýnýn ötesine devinirken kaderimiz ben bir anlatýcýydým sevgili dinlemedin ki
II..
bu gördüðün bana bir kez uðrayýp hep sana çýkandýr efsunlu bir kalp çarpýntýsý kadar eskiydi adýn yaðmur sularýnda biriktirdiðin zehirle metruk adreslerin kapý önü ölülerini yýkardýn roman’a öykünen þiirdi her hece gözüne düþen saydamlýktý her gece ikisi de o kadar eskiydi ki kendi ýþýðýnda acýlarý yaðdýran tanrý yaþýndaydýn
payýnda kendin yok payýmda hesapsýz harcadýðým aþk
/bana bakmaný da istemiyorum artýk…asla bakma bakmýyorum…gözlerinde dünyayý görüyorum/
bakmanýn ötesine geçerken sevgimiz ben bir anlatýcýydým sevgili dinlemedin ki…