doðruldu ali haydar, baktý puslu daðlarýn yücesine, kuþatýlýþ, sarýlmýþ dört bir yan. ölüm gelmedi bile aklýna, sonrasýzlýk, piþmanlýk, hiç olmamýþtý ki ömründe. ve sýkýyordu itler, yaðmur gibi delicesine, daðlar uðulduyordu, kurþunlar peþi sýra saplandý sonunda 23 yaþýndaki gence. herþey bir serüvenin düþüyle baþladý, eþit ve özgür bir dünya hayaliyle, sonrasý kar, sonrasý dað, ve ölümünde böylesi yakýþýrdý partizana. ibrahim yaralý, týrnaklarýyla doðruldu yardý ablukayý. bir ihbar, bir kancýk uþak yakalattý onu. yürüdü ibrahim, yarasýndan kan sýzarak, ayaklarý çýplak, karýn soðuna basarak. ve devrimci inancý düþamana kurþuncasýna sýkarak. yürüdü korkusuzca düþmanýn sevincini kursaðýnda boðarak ve ayaklarý çýplak... diyarbakýr cezaevi direniþ evi oldu tam 4 ay. tam 4 ay sordular, tam 4 ay sustu ibrahim, sustu diyarbakýr. 18’inde mayýsýn bir daha sustu... sonra paramparça ettiler, çaresizlikten, korkudan... katlettiler onu. piþmanlýk yoktu, korku yoktu, yalnýzca bir söz anlatabilirdi bunu; "Türkiye’nin geleceði çelikten yoðruluyor; belki biz olmayacaðýz ama bu çelik aldýðý suyu unutmayacak" Sosyal Medyada Paylaşın:
erman tulşak Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.