/ Ve gece; örter isli duvaðýný güneþin yüzüne /
Kaynamaya baþlar magma tabakasý kentin
Elinde üç beþ bakla
Gönülden kopan paraya düþ satar bir çingene kadýn
Ucuz bir þarabý paylaþýr iki ayyaþ
Eski köprünün duldasýnda
Bülbül Deresi’nde dar bir sokakta
Bir çýðlýk yankýlanýr teni limeli ahþap evden
- “Vurma Allah aþkýna ! “
-“Telefon ettim yoktun ulan sürtük karý, nerdeydin ha ?”
Bir ambulans çýðlýðý yýrtar geceyi
- “Demek bu kez kurtaramadý kendini, zavallý Leyla “
“Kader kime þikayet edeyim seni bilemem”
Feryat eder Goncagül boðuk sesiyle
Üstünde kýrmýzý janjanlý bir elbise
(epey de yandan yýrtmaçlý hani)
Çiçek pavyon sahnesinde
Geçen pazar inmiþti Selman Harem’de otobüsten
Þimdi Zürafa Sokak’ta elleri cebinde
Hele karþýsýndan biri gelirse
Hýzlanýr adýmlarý bir de ýslýk dilinde
Rastlantýyla oradan geçercesine
Loþ ýþýklar altýnda
Satarken kendini üç kuruþa kahpe hayat
Bir karanlýk köþede Ýblis
Boynuzlarýný bileylemekte
/ Gün duvaðýný açar gecenin
Bir kent uyanýr en yeni sabahýna
Günaydýn hayat
Günaydýn insanlar
Günaydýn
Gün...aydýn...mý ? /
Nevin Koçoðlu