Lale devri çocuklarý
Latif ile Leman
“Leylim ley” türküsünü dinlerken
Bir yandan da lahmacun yiyerek
Limonatalarýný lüpletmiþler.
Derken;
Laf lafý açmýþ
Leblebili gazozun asiti kaçmýþ.
Ekþitmiþ yüzünü bizim Leman,
Levent’e þöyle bir yan bakmýþ.
Gözüne çektiði eye lineer,
Yanaðýna doðru akmýþ.
Latif dersen çaký gibi delikanlý
Leman’ýn limoniliði tepesini attýrmýþ
Lafý sokuþturmuþ hemen;
“Lazým deðil
Lafa sýkacaksan limon
Lemansýz da yaþarým. Bana;
Leb demeden leblebiyi anlayacak hatun kiþi gerek
Lamý cimi yok
Latife, latife gibi eþ gerek
Lisan gönlün tercümaný.
Leman var çek git yoluna,
Düþ yakamdan artýk
Lala paþa eðlendirmek harcým deðil.
Lodosun gözü yaþlý olur
Lodosuna tutulursam, benim halim duman olur.
Derdimi lokmana anlatsam
Kaç lügat parçalasam çaresi yok.
Yazýk olur bana ;
Sen iki günde laçka edersin beni
Lalettayin yuva kuramam.
Hayatla sayende lades oynayamam”
Bir akþam daha leylim vaktine girerken
Bunca lakýrtýyý dinlemiþ bizim Leman
Derinden bir “La Havle” çekmiþ.
Elindeki limonata þiþesi
Birden labut gibi görünmüþ gözüne
Ýndirmiþ þiþeyi Latif’in beyninin orta yerine;
“Lök gibi oturduðun yerden,
Longplay gibi çaldýn durdun.
Lütuf mu sandýn sen kendini?
Lapçýn bile olamazsýn sen ayaðýma
Lapacý sen de, lavaj etkisi yaptýn bende
Layýktýr sana elbette
………….lakaplý Latife”
Bu lirik hikayede burada bitmiþ….
ESMÝZE
PERÝHAN TUNÇOK