iki nefes sonrasýnda,topuklarýmda bir mahpusluk hali
beklenirken gri limanlarýn gecesinde,kýrýk kaldýrým taþlarý vururdu topuðuma
her geliþim bir tutku,
yüklemi ,usul bir anarþik yolundan geçmiþ gibi
beyhude geçen mevsimlerin,dilsiz bir sonbaharýydý sanki..
Kandilli bekler bizi
tenimizden geçercesine sustuðumuz banklarýn konuþasý var gibi
virgüllü ayrýlýklarýmýzýn sonu ezberlenmiþti sanki..
diri diri ayrýlýrsak,intikamý aðýr olur aþkýn
fersah fersah arar bulur bizi
tohumu üzerimizdeyken,emanettir
parsel parsel iþlemiþtir kokusu
Kandilli yanar
hayraným , hâlâ o çocuksu duygularýn ezberinde oluþuna
börtü böceðin hikayesini yazdýran inanýþýna
elimde kalan adýma bir çok þiir,senden yâdigar
masallarda büyüttüðün bir peri kýzý yaþar
gel gör ki fýsýldayacaðýz artýk aþký
ayrýldýðýmýzý görmezden gelerek
sessiz kýskançlýklarýmýzý uyutacaðýz yataðýmýzýn altýnda
tüm cadde,tüm sokak
bir de Kandilli yanacak
Ve bozduracaðýz hayallerimizi
artýk uzak iklimlerin derin sabahlarýnda uyanacaðýz
korkuyorum
mutluluða ramak kala, bir rüyayý eþ sanacaðýz
senin hayatýnýn üzerinden geçecek bir peri
dokunacaksýn
benim elimde avucumda kalan,belki de hiç olmayacak
sen bende ölürsen,korkarým,Kandilli yanacak
bir yolculuðumuzdu aþkýn biz hali
otogarda bekleyen bir kadýndý,otogara gelen bir adam
tüm benzetmeleri temize çektim,hepsi uydurma
sen de Kandilli,ben diyeyim hayal
bir masal özlenirse þayet bu aþkta
eskisi gibi
ben yeniden peri kýzý olayým,sende minik kurbaða