-ne zaman Fýrat gibi delirse dilim
suyu susamýþ bir sel olurum yataðýmda
zýlgýt dudaklarýmda uçuktur hasret-
bâkir bir vakit iþliyor gözlerinin zembereðinde
sükuta ermiþ bir söz
garip’e karþýt bir þiir
ve ikinci yeni/þen bir dize gibi
ak elleri aþka hamur tutmuþ kýzlarýn mendireðinde
gönlüm hangi kýyýya sefer eylese
naaþýmý taþýrdý marþ çýðýran martý saðanaklarý
günlüðümde nice gündelik satýr
katýr ve deve yükünde onca hatýra
dilim söylese de kalemim lal elimde
yalnýzlýðým Türk dilinde yazýlýrken
her dile ayný düþer acýlarým
zamansýz biçimde
þehirleri taþýyor memleket kuþlarý
bir rüzgârýn gamzelerinde gönlümün baþkentine
sýrtlarýnda figan yaralarý/ çýðlýklar/ tonla yük
buðday kýrmýzýsý bir köyde yalnýzken çýnar aðacý
fakir bir mezarýn kubbesi olmayý ister de masum
kimse duymamýþtýr cefayý
garp’ýn ve þark’ýn uðurlu uðultusunda
tellerinde aþk soluyan ozan nefesleri
akþamlarý somun ekmek mübareði ezan sesleri
ýlgýt çiçeklerin doðurduðu tüyü bitmemiþ bebek Anadolu’m
Ýzmir’im, Artvin’im, Mardin’im
ana kokulu çilenin kara topraðý
Anadolu/dur dur yolcu diyen
sevdalý dillerin solmaz sunaðý
þimdi bir çoban elindeyken türküler
salýnarak gelir Kaçkar
kaval deliðindedir amansýz Cudi
kar dolusu patikalarýn susuþunda
aþk iniltilerine özenir bir yaným
bir yaným Sarýkamýþ’lar doðurur tek batýnda
yüzünü gizlesen neye yarar sevgili
ben hangi þehirde solusam nefesimi/ sen orasýsýndýr!
Nevzat KONÞER
Þubat 010