Sürgünler Şehri
-I-
Arsýz kahkahalarýn yükseldiði semalarda
Sarhoþ pespayelikler yer kaplarken
Hacimli alanlarda biteviye
Hüznün dar aralýðýndan sýzan ýþýk huzmeleri
Yol gösterici mi olacak
Gücü tükenmiþ bitkinlere…
Yollar labirent gibidir her bir sürgüne
Çýkmaz sokaklar gece karanlýðýnda
Kâbus oluyorlar her bir adýmda…
Bir adam oturmuþ karþý kaldýrýmda
Toplumbilimci midir ne
Gelip geçenleri inceliyor birer ikiþer
Denek midir onun için
Önünden geçen sürgünler
Acaba var mýdýr onun da gemlenemez ihtirasý
Yoksa insanlar mýdýr onun aynasý
Süzüyor insanlarý içe çökmüþ gözleriyle
Belki çok derinden
Belki de bigâne avareliðinden…
Yaþlý bir hanýmýn elinde pazar çantasý
Biraz ýspanak biraz da pýrasa
Diðer elinde kendisi gibi yaþlanmýþ bir eðri asa
Koþturarak yürüyor yetiþmek için tramvaya
Küskün mü küskün
Belini büken aþaðýlýk dünyaya…
Az ötede bir sürgün daha
Bir taze…
Hani… Güzel mi de güzel yani
Hýrsla cýgarasýndan nefesler çekiyor tramvay duraðýnda
Bir de bitirim kesiyor onu uzaktan uzaktan
Ayazýn keskin tesiriyle
Daha da bir kýzýl görüntü mü veriyor ne
Rüzgârýn deli esintisiyle kavisler çiziyor adeta
Sürdüðü allýklar her iki yanaðýnda
Mutlu bir yaþantýsý var mý diye düþündü adam
Aslýnda ele veriyor hal ve hareketleri
Kim bilir…
Belki de ziyan oluyordur
Bir puþtun kucaðýnda…
Kaybolup gidiyor sürgünler birer ikiþer
Sürgünler þehrinin karanlýk sokaklarýnda…
Kimileri daha çok genç
Umutlarý var aldýðýna uzaklarda
Kimilerinin beyaz güller açmýþ þakaklarýnda
Kimilerine taze umutlar yeþerirken
Kimileri için bir salâ okunuyor
Sürgünler þehrinin þafaklarýnda…
-II-
Þu eski binanýn sütunlarý
Sütun bacaklý dilberler misali ayakta
Dimdik…
Ökçeleri saðlam basýyor zemine
Meydan okuyor arsýz zamanýn
Devranýna demine…
Dibine çöken þu yaþlý adam
Avurtlarý çökmüþ
Topraðý çöken kör kuyulardan mülhem
Saç sakal rüzgârýn eþliðinde raks ediyor
Karýþmýþ birbirine
Alabildiðine…
Sanki hayatýn kördüðümü
Üst baþ desen pejmürde
Duygularý namütenahi
Düþünceleri bin bir yerde
Ne kimseler onu dinler
Ne de kimselere ulaþýr onun sesi
Arsýz yerkürenin masum abidesi!…
-III-
Baharda topraða can verirken rahmet yaðmurlarý
Sel olur sürgünler þehrinde acýmasýzca
Açan tomurcuklara ninni söyler ýlýk rüzgârlar
Çamur deryasý varoþlarýn tomurcuklarýný es geçerlerken
Doðanýn intikamýný alýrcasýna
Cezalandýrýrlar varoþlarý
Arsýzlara mükâfat verircesine…
Þafaðýn kýzýllýðýnda seri atýlan adýmlar
Bir somun ekmeðe koþuyorlar doludizgin
Hani biraz da üst baþ
Varoþ tomurcuklarýna…
Þuh kahkahalardan uzak
Sarhoþ ve þýmarýk yýlýþýklýklardan azade…
Sürgünler þehrinin varoþlarý
Ýþ derdinde
Bir kaþýk aþ derdinde
Nasýrlý eller demir baðlýyor inþaat temellerinde
Üç on paraya
Belki merhem olur bir yaraya
Umut karýn doyurmuyor
“Somun getir eve, Mehmet”
Üç on kuruþ da harçlýk
Zira okula gidecek yarýn tomurcuk
Üst baþ tertemiz
Hamarat ki hamarat tomurcuðun anasý
Dün-ü gün iþinde
Mutfaðýnda aþýnda
Kimseciklere çýkmaz soluðu sesi
Üstünde bir basma entarisi
Ýtiraz nedir bilmez
Bilmez ki nedir marka
Nedir afi
Nedir caka
Giydirir tomurcuðunu her sabah pür-ü pak
Gönderirken el sallar arkasýndan
“Aman yavrum, dikkatli ol… Kendine iyi bak…”
Þoför amca da varoþtan
Þehrin sürgünlerinden
Ne fark eder bir artý bir eksi
Gece gündüz direksiyon sallýyor dolmuþlarda
Eve somun lazým…
Somun aslanýn aðzýnda
Ýki sefer fazla dolmuþ yapmak
Fazladan iki somun demektir
Daha acele
Daha çok sollama
Daha fazla hýz…
Tam da sokaðýn baþýnda
Bir fren sesi
Canhýraþ…
Bir toz… Bir duman…
Tomurcuðun gözünde bir sis perdesi
Varoþlardan yükselen ananýn feryadý
Kaplarken sürgünler þehrinin semalarýný
Duymadý kimsecikler…
Arsýz kahkahalar
Sarhoþ ve þýmarýk naralar arasýnda
Kim duyacaktý ki!
Cahit KLIÇ
Ýstanbul, 01.01.2010
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.