İSTANBUL ANLATILMAZ
*Ýstanbul Anlatýlmaz
Bir þâhâne bestesin, sen ey güzel Ýstanbul,
Dillerden hiç düþmeyen, hoþ bir terâne gibi.
O füsûnkâr bakýþtan, beklerim hüsnü kabûl
Döndürüp durma yeter, çýlgýn pervâne gibi...
Ne tarihler gördün sen, kaç devlet geçti senden?
Uygarlýk þerbetini kaç kültür içti senden? .
Kaç dil konuþtun söyle, kaç millet göçtü senden?
Ne alperenler çýktý, nice rindâne gibi...
Bir, o cennet misâli Gülhâne parkýndayým,
Bir, ada vapurunun yandaki çarkýndayým,
Tanrýnýn emeðinin billâhi farkýndayým.
Esrârýna râm oldum, tam âþýkane gibi...
Fâtih’ ten seyrederdim Saraçanebaþý’ ný,
O mücessem camiler...Ve dikili taþýný.
Karaköy, Dolmabahçe, sonra Beþiktaþ’ ýný,
Konuþurdum Boðaz’la, deli divâne gibi...
Martýlarýn çýðlýðý kulaklarý keserdi.
Camide güvercinler, yem atmazsan küserdi,
Boðazdan Ýstanbul’ a, tatlý bir yel eserdi
Afâký kokuturdu, tazecik nâne gibi...
Âþiyan’ dan seslenir, tüm þeydâ bülbülleri,
Yedi tepeden tüter, yediveren gülleri.
Açar, kilitli duran kapanmýþ gönülleri
Çok güzelsin Ýstanbul, dillerde naðme gibi...
Sen ey efsunlu þehir! Ben hep sana uyardým,
Kalamýþ’ta yatýp bir, tatlý huzur duyardým.
Boðazý Emirgân’da, peymâneye koyardým,
Ýçerdim yudum yudum, hem de mestâne gibi...
Gökkubbesi her mevsim, gökkuþaðý kuþanýr.
Eli kalem tutanlar, kâðýtlara döþenir.
Ýstanbul anlatýlmaz, o sadece yaþanýr.
Korunur kem gözlerden, cansiperâne gibi...
Ýstanbul/Fatih - 2008
Halil Þakir Taþçýoðlu
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.