bir çatal maðaraya
teslim etti kendini yürek
Hasreti isa
aykýrý düþünmek
var olmaktýr
var olmak
yaþamak
sürünün içindeysen
sürünürsün
ha insan olmuþsun
ha hayvan
ille de kendine bir çoban arýyorsan
uzak dur günahlarýmdan
hiç kimse sizden
bir kuþun kanadý olmanýzý istemez
ama siz kuþ olabilirsiniz
düþüncenizde özgürsünüz
yaþantýnýzda köle
ne kadar gülerseniz gülün
düþmez yüzünüzdeki maske
sen orada yokluðumu ovalarken
bir hasretin kesiðinde
nasýl uyurum burada ben
çýkýp bir akþamcýnýn içinden
yüreðime gir yeniden
sök al
kopar düþlerini
bir mahkumun güncesinden
gözyaþlarýn da köpürür çiçek açar
susar gölgenin kuytusunda bir adam
durur yüzünün iklimlerine aðýtlar yazar
çýðlýklarýna uyanýr kuþlar
çoðalýr gözlerinde uçurumlar
betonlara gömüldü yeþil
sesini ýskaladý sabah
sancýlar sokaklara sarktý
barikatlar jop
barikatlar biber gazý
beni öptüðün gün
bir yürüyüþün ortasýnda kaldý
hangi çaðýn masalýydý bizi rüyalarda avutan
bir günün kýyýsýndan yorgun dönerdi akþam
yollarý bir kenara çekin ömrümün sokaklarýndan
dilin altýnda kelepçelenmiþ bir söz s/aklar kendini
yokluðunda öptüðün yerleri çürütür zaman
belki de
umuda erken uyanmasýydý çocuklarýn gözlerindeki ýþýltý
on sekiz aralýk iki bin dokuz
Ýsa Ýnan