" bana bir masal anlat baba içinde bütün oyunlarým kurtla kuzu olsun þekerle bal"
Kulaða okuduðun semavi bir ezanla Ruhumu dildaþ ettin eylüli bir hazanla O ela gözlerini, hafif çatýk kaþýný Ýlk nefeste tanýdým ömrümün nakkaþýný Birken tin membaýmýz sen ummanlara aktýn Çöllerin ortasýnda beni neden býraktýn Kaynaðýmdan çaðlayýp gaibe coþuyordum Sen hep benden giderken ben sana koþuyordum Zamanýn dehlizine neden itildik baba Kuþaklar çatýþýrken maðlup edildik baba
Ýp üstünde hoyratça öze doðru yürürken Adýmlarý sessizce sonsuzluða sürürken Çubuðun düþüþüyle bozuldu an dengesi Yüreðime üþüþtü suskunluk hengâmesi Ne yer ne gök ne deniz anlamadý halimden Dudaktan düþürdüðüm gururun ahvalinden Yaralý hayvan gibi barýnaða muhtaçtým Elinin ayasýna düþkün misali açtým Miadý doldu vaktin gardýmý aldým baba Belindeki kösteðe asýlý kaldým baba
“Mar kývrýlýp gitse de dümdüz girer inine Ýþte öyle dimdik gir ecel vakti sinine” Sözün nasihatimdir hiç gitmez kulaðýmdan Oysa ne sözler geçti lütufkâr sunaðýmdan Bilsen için üþürdü kar boran kýþlarýmý Ýlmeði yüzlerce kez boyna takýþlarýmý Bak biat ediyorum yeniden hakanýma Tilki misali döndüm ben kürkçü dükkânýma Hiçbir yurt anavatan gibi has deðil baba Atanýn kucaðýnda hayat yas deðil baba
Ruhunda tanýdýðým arýndýðým o nuru Benliðime zerk ettim býraktýðýn onuru Üstümdeki libasý kirlerden soyduðumda Saçýndaki beyazdan gelinlik giydiðimde Anladým ki üstümü gece açmýyor rüzgâr Anladým ki canýmý artýk içmiyor rüzgâr Dal titremezse düþmez dirayetli yapraklar Titreme ki düþmeyim göç görmesin topraklar Kapatma gözlerini hep umutlu ol baba Varlýðýn kutlu olsun sen hep mutlu ol baba