Güzin Öğretmene...
Öðleden sonra uðrarým sana,
Çalarým kapýyý açmazsýn,
Bilirim içerdesin...
Masanýn baþýna geçmiþsin,
Elinde gençlik yýllarýndan kalma bir kitap,
Önce ilk sayfadaki notu okuyorsun,
Sayfalarý çevirdikçe anýlarýn kokusu geliyor burnuna,
Sevgilinin cezaevinden çýkýp,
Islanarak okulun kapýsýnsa seni beklediði an belki de...
Sonra altý çizili cümlelere bakýyorsun,
Ah çekiyorsun içinden...
Dalmýþsýn biliyorum,
Sigara kendiliðinden sönmüþ bile.
Önce Ahmet Kaya dinliyorsun,
Rakýndan bir yudum içiyorsun aç karna,
Mide aðrýn tutmuþtur þimdi...
Kalaylý bir küfür sallýyorsun belediye baþkanýna...
Sonra Zuhal Olcay’ý açýyorsun,
’Ankara’da aþýk olmak zor iki gözüm’ diyor,
Ýki damla yaþ süzülüyor...
Kalkýyorsun,önce raký bardaðýný odaya koyuyorsun,
Kapýyý açýyorsun,
Ýçeri giriyorum þaþýrmýyorum...
Gözler þiþ,saçlar daðýlmýþ...
Gülerek ’hala güzel miyim?’ diyorsun,
Erken evlendim diye kýzýyorsun...
Ne hoþgeldin,ne de hoþbulduk,
Geçiyorum karþýna dinliyorum...
Odayý gösteriyorsun,anlýyorum
Rakýný getiriyorum...
Öðrencilerinden konuyu açýyorsun sonra,
Nasýl da parlýyor gözlerin,
’Büyük insanlar olacak yavrularým’ diyorsun,
Hüzün çöküyor gözlerine...
’Deðiþmezler deðil mi?
Deðiþtiremezler deðil mi öðrencilerimi?’ diyorsun
Susuyorsun...
Yana dönüyorsun ve söylüyorsun;
’Daha dün çocuktun,evcilik oynuyordun bu köþede,
Kýzým oldun,öðrencim,arkadaþým...
Az kaldý,meslektaþým olacaksýn’
Dinliyorum...
Ýzliyorum...
Konuþmalarýný deðil sadece,
Sessizliðini,yalnýzlýðýný
En çok da mücadeleni,
Kendi doðrularýna sahip çýkýþýný...
Ýlklerimi hep sana anlattým ben,
Aþklarýmý,ayrýlýklarýmý...
Hayatý konuþtuk seninle yýllarca...
Þimdi o ev yok artýk,
O sokaktan bile geçmiyorum...
Sen yoksun...
Ama bilirim yine masa baþýndasýn,
Yine mücadele ediyorsun,
Bu sefer kendinle...
Bir gün çalacaðým kapýný yine,
Belki baþka bir þehirde....
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.