Her gün baþka bir yüzle, her gün baþka biçimde,
Nasýl kesiþir bilmem; denizle çöl içimde ?
Yürür ken bir çizgide, hemide bile bile,
Gönlüm sandala düþer, gözlerim sürgün çöle!...
Her Leyla’ya bakanýn, gözü çölde mi kalýr,
Leyla’sý olmayanlar denizde mi yýkanýr ?
Bir serap görüp ansýz, düþtüm mavi gözlere,
Leyla’yý bir denesek, gelmez mi denizlere?
Terazimi ki gönül, olsun iki kefesi,
Ya dipsiz bir sonsuzluk, ya ispinoz kafesi !
Mavi nehirler akar, beþ duyudan gönlüme,
Yine de yetmez sular, büyüttüðüm gülüme...
Ya gülü keseceðim, ya nehirler kurusun !
Ya patlasýn yanardað, ya da deniz kudursun!
Þaþýrdým ara yerde, tükenirken mecalim,
Ýçimi açtým sana, gör iþte bu son halim!...
Açma halini derler, halden anlamayana,
Bir kývýlcýmla baþlar, büyürsün yana yana!...
Çocukken anlamazdým, marifetti büyümek,
Sanýp büyüdüðünü, kaç parçaya bölünmek?...
Öðretirlerken bize, bölünmeyi amipten;
Her parçam koptuðunda, dönüyorum, kaç ipten!
Çýkýp yüksek bir daða, çekmek isterken bir hey!
Ya deniz, ya çöl diyor, demiyor baþka bir þey...
Dönerken gözlerimiz, hergün baþka biçime,
Ben üçüncü yol bulup, göçüyorum içime!...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.