“bu ne nane, bu ne turþu?” diyen varsa herkes ettiðini bulur diyen/ bu efkârlý baþa ettiðime baksam ve bana kalsa, süt limaným etmediðim, zýknabut gibi dikilse de karþýma…
benim deðil, bütün suç çocukluðumun ala boyanmýþ minicik ellerindedir aslýnda ve düþlerimi týka basa doldurduðum bisküvi kutusunda o eller ki, inþa ettiðinde bisküvi kutusundan ilk evimi tek oda, dört duvar demeden görmeden yarýný, yanýlgý ve karanlýðý pembe perdelerle süsledi pencerelerimi iþte, ne ettiyse bu bisküvi kutusu etti edeceðini ve pembe perdeler sürükledi düþlerimin ardý sýra/soluklanmadan þen olasý yüreðimi þen ola!
ne zaman karþýma bir ev çýksa, penceresi pembe perdeli tutar heveskârlýðým ve çocukluðumdan kalma saflýðým yine, yeniden bir ev inþa etmeye kalkarým bakmadan ömrümün kar, boran ve tufanýna ki, fikrimce bu arsýzlýktýr!
yani, sakýz deðildir ar, aðýzlarda çiðnenecek bitpazarlarýna düþecek kadar da ucuz deðildir hele de bir düþ uðruna katledilmesi ve akmasý ki, kokusuna kurban olduðum ellerimin kýnasý affedilir hiç deðildir ah! düþ evim: bisküvi kutusu yine ettin edeceðini! düþürdün kýnasýz avuçlarýmýn arasýna aðýtlý baþýmý
ve hâlâ “bu ne nane bu ne turþu?” diyen varsa eðer vuracak biri varsa ve ille de vuracaksa! beni deðil bisküvi kutusundaki düþlerimi vursun…
Saadet ÜN - 07 Kasým 2009
Sosyal Medyada Paylaşın:
Saadet Ün Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.