giy beyazlarýný da gel dedin gül diyarýma
gel dedin ya;
sanki ayaklarým hiç dikenlere yar olmamýþ,
yüreðimin sýrtýný hançer okþamamýþ,
elimi neye atsam kurumamýþ,
yüzümü kime açsam dönmemiþ,
kara bulutlarýn duraðý deðilmiþ göz pýnarlarým da
ömrümün içinde ne al ne kara yer almamýþ…
ilk günüm bugünmüþ dedim bu dünyada
örttüm baþýma ak kundaðý,
O an’ý bekliyorum…
ama,
zaman sana gelmeye yaklaþtýkça
aklýmýn zincire vurduðu korkular
güçlerini bir edip ayaklanýyorlar,
nizamý kusursuz bir çember kurup
kýskaçlarýna alýyorlar,
büküyorlar orta yerinden sevincimi.
kývranýyorum…
zihnimin berraklýðýný kýskanan þüpheler
çirkin kahkahalar sýzdýrýp
bulandýrýyorlar duruluðumu.
heveslerimin her defasýnda sýfýrlandýðýný,
renkli rüyalarýmýn karanlýk güncelere uyandýðýný,
anlýk çocuksu gülüþlerimin sonralarýnda
dökülen kan yaþlarýmý hatýrlatarak.
dolanýyorum…
biliyorum,
sýyrýlmam ve arýnmam lâzým
umutsuzluða hizmet için
hýrslarýný törpüleyerek
düþünce baskýnýna gelen
bu karýnca ordusundan…
ey aþkýyla tutuþtuðum!
yangýn ortasýnda düðünüm var
ve
gelinin son isteðidir senden;
emret heyecanýmýn çýðlýklarýna da
sussun.
yýkýlsýn önüme dikilen surlar,
açýlsýn yolum.
yakmasýnlar mutluluðumu
kýymasýnlar bu güzelliðe de
varayým SANA…
baþlasýn sultanlarý kýskandýracak köleliðim, tut çek yanýna…
Ebru