Bekiroğlu'na
Küçücükten düþtüm aþkýn narýna,
Kavruldu yüreðim, bil Bekiroðlu!
Umutla bakarken, daha yarýna,
Gurbete göründü yol Bekiroðlu!
Dönünce gurbetten sürdüm izini,
Peþinde yollarýn yuttum tozunu,
Leylam diye sordum kara kýzýný,
Kucak açtý bana çöl Bekiroðlu!
Aylarca aðlayýp gezdim çöllerde,
Mecnun’a dönüþtü adým dillerde.
Dolanýp durmaktan yaban ellerde,
Kalmadý dizimde hal Bekiroðlu!
Yolunu þaþýrdý, çölde kervaným,
Yaban oldu gitti, caným cananým.
Ýhanet eyledi, elçim yakýným,
Kýrýldý tuttuðum dal Bekiroðlu!
Anladým sonunda düðüm çözüldü,
Boþaymýþ emeðim, gönlüm üzüldü.
Yediðim her þeyin tadý bozuldu,
Zehir oldu bana, bal Bekiroðlu!
Bülbülüm, mahpusum; tel kafesteyim,
Figaným ondandýr, kara yastayým,
Gönlünden yaralý, naçar hastayým,
Yarama bir merhem, çal Bekiroðlu!
Gülmeyi unuttum, inan ki çoktan,
Haberdar deðilim, var ile yoktan,
Gözüm kan çanaðý,hep aðlamaktan,
Bana bir teselli bul Bekiroðlu!
Gülmedi yüzüme felek gülmedi,
Çektim yýllar yýlý, çilem dolmadý.
Daha söylenecek sözüm kalmadý,
Tutuldu aðzýmda, dil Bekiroðlu!
Böyleymiþ dünyada yazgým, kaderim,
Varsýn hiç bitmesin içte kederim,
Kalamam burada, ben de giderim,
Artýk saðlýcakla kal Bekiroðlu!
2 Mayýs 1989 - Pazartesi / Ankara
Ýzzet Kocadað
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.