yaðmur baþlamýþtý;
sen sýrra kadem basmadan az evveldi .
aþký/ný/n izdüþümünü izliyordum,
yorgun yüreðimde dingin bir ikindiydi vakit.
Ýzi, dizlerimin baðýný çözen bir buseden
kan sýzýyordu dudaklarýma…
hüznün kalan yarýsýný yudumluyordum.
sýcaktý…
buðulu bir cam kenarýydý
yüzünün yarýsýný eskizlerde tamamlarken…
yaðmur yaðýyordu;
sen sýrra kadem basmadan az evveldi.
yeminliydi dilim,
di’li geçmiþ zamanlarda býraktýðým sevgim,
doðruyordu yüreðimi dilim dilim
ve her bir damlasý yaðmurun
seni doðuruyordu gözlerimin önünde.
köz oluyordu açýlan yaralarýma
söylediðin her bir ince söz…
sessizce
neva makamýnda þarkýlardý biriktirdiðim …
yaðmur hýzlanýyordu;
sen sýrra kadem basmadan az evveldi.
bir tutam sitem bulamýyordum yine
ýslak ellerimle yokladýðým ceplerimde…
ki; delikti ceplerim zaten hep
senin için her daim siteme.
yalnýzca birkaç kuru gül yapraðý…
her biri özlem kokuyordu ellerine
gecenin en aymaz anýna ermiþti vakit.
kara bulutlardan göremediðim yýldýzlarýn yerine
ince ince sýzlayan kalbimden
hatýrý sayýlýr dizeler diziyordum
yine ince ince…
avuçlarýmda can çekiþen bir kuþ/tu aþk
dualar ediyordum ölmesin diye …
yaðmur saðanak oluyordu;
sen sýrra kadem basmadan az evveldi
yýka / ya / caktý bu yaðmur
bendeki ben / d / i
ve sana doðru akýp gelecektim…
ben zaten sende hep “ gelecek ” - tim…
yaðmur sulu sepkene dönüyordu;
dönerken gece þafaða…
sen sýrra kadem basmadan az evveldi
üþüyordu ellerimde aþk..
izi dizlerimin baðýný çözen bir buseden
kan sýzýyordu dudaklarýma
ve
saçlarýma a / þ / k düþüyordu…
/ mai /