Mutlu olmak çok ucuzdu eskiden! Yirmi beþ kuruþa mutlu olurduk… Ortaokul yýllarýnda, Kasabanýn fýrýnýndan, Kocaman bir çeyrek ekmek alýrdýk. Bayattý ama olsun…. Açlýðýmýzý bastýrmaya yeterdi…
Üç arkadaþtýk, Uzaktaki bir daðýn yamacýndaki köyden Saatlerce yürüyerek gelirdik, Kasabanýn ortaokuluna. Ayaðýmýza giydiðimiz Trabzon imalatý lastik ayakkabý, Deliniverirdi birkaç gün içinde…
Bazen çeyrek ekmeði borç alýrdýk, Bir süre sonra biriken borcumuzu Ödeyemeyince, Yolumuzu deðiþtirerek Kasabanýn, Baþka bir semtinden geçerdik.
Aradan yýllar geçti! Ben öðretmen oldum, Arkadaþým Ahmet Polis, Yýlmaz Ýstanbul’da Bir hastanede memur…
Yaz aylarýnda buluþur, Borçlandýðýmýz fýrýna gider, Eski günleri anardýk. Yýlmaz, Kýrk yýl önce yaþamýný yitirdi. Arkadaþým Ahmet ve ben, Farklý illerde yaþýyoruz.
Yaþam sürecinde, Ne kulu olduk paranýn Ne de tutsaðý… O kaçtý, Biz kovaladýk… Hep köþe kapmaca oynadýk… Bir ömür boyunca, Yetti bize, Yirmi beþ kuruþluk mutluluk
Sosyal Medyada Paylaşın:
Ozanca Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.