gözlerimin içine bakýyordunuz
kendi rüyanýzý görmekten korkmuþ gibi
sýcak ve bir o kadar da nemli dudaklarýnýzdan duymuþtum
nefesin o çaresiz yol hasretini
efil efil bir nefret dalgasýydý
yarasýndan sýzan aþk rengindeki heyecanýnýz
durmaksýzýn konuþan çocuk kadar masum
durmaksýzýn koþan umut kadar yalan
kimbilir kaç yüz daðýtýyordunuz
bir yüzyýldan diðerine devþirirken yüzümü
ihanetin artçýlarý arasýnda soluklanýyordu aþk’ýnýz
deðil mi ki ayrýlýk
hiçliðim üzerine tek sesli bir seremoni
sen onu býrak
sen onu býrak da benimle hesaplaþ
itilmiþ arzularýn bekçisiyle konuþuyordunuz
mutlaka bir seven bulunur aðacýnýn dallarý atýnda
gölgenize sevgi sözcükleri fýsýldayan
geçmiþ zaman gecesinin karasý
aðlayan her sabahýn acýlý çýðlýðý ile muþtuluyordu yalnýzlýðý
bir katliam gibi
ansýzýn susan hayat kadar erken
ansýzýn sunulan ölüm kadar geç
kimbilir hangi sözle baðýþlýyordunuz
bir sözden diðerine susarken hasretimi
sevdanýn kýrýntýlarý arasýndaydý aþk’ýnýz
deðil mi ki kelebek ömrü
kanatlarým üzerine çizilmiþ sonsuzluk
sen onu býrak
sen onu býrak da benimle hesaplaþ
aþk atak sendromu geçiriyordunuz
bitirmek bir durumdu sabýr parkýnda
ellerinizi hatýrlýyor musunuz
henüz daha silmemiþti gözyaþlarýmý
çünkü biraz daha seyretmek için yorgun mavinin acýsýný
bir intikam gibi
yýrtýlacak fotoðraflar kadar eski
kapanmayacak bir yara gibi hep yeni
kimbilir hangi düþle seviyordunuz
düþtükçe imkansýz olanýn peþine
hayalleri olmayanýydý aþk’ýnýz
deðil mi ki hatýralar
yazdýklarým içinde saklý bir bilmece
sen onu býrak
sen onu býrak da benimle hesaplaþ