Nisan yaðmuruyla lale fýsýldaþýyordu.
Sohbetleri koyu ve derin. Menekþe keyif salan,
Bir edayla biten güne yalýmlanýyordu.
Yaðmur sonrasý tazelenen menekþe yapraklarýndan,
Biriken sulara damlalarýn çizdiði nakýþlar kývraklaþýyordu.
Davetkâr bahçelerin yarýmayla aydýnlanan,
Kuytu köþelerinde sümbül uyukluyordu.
Gecenin henüz ele geçiremediði kuytu bir köþe baþýndan,
Ayýn saydam tenine dokundum ürperip duruyordu.
Gün savar heyecanla düþünürken deliþmen ve alýngan,
Aþk nefesinin ýlýklýðý tenimi okþuyordu.
Tortularý silerken þafak geceden kalan,
Yanýksý bir gülüþ dudaklarýmda gezindi durdu.
Gökte günahsýz tabaka oluþurken turunculardan,
Güneþten gönlüme bir köprü kuruldu.
Hafif kýzýla çalan altýn sarýsý ýþýktan,
Huzur dinginliðine yansýyan gizler uçuþuyordu.
Ufuklarýn bütünleþtiði sihirli noktadan,
Huzurun sesi yankýlanarak her yere doldu.
Ne doðudan ne batýdan apayrý bir diyardan,
Eksik olan güzelliðin aynasýndan aþk solukluyordu.
Etekleri ormanlý baþlarý dumanlý sevdalý daðlardan,
Durgun sulara gaiple birleþen an’lar akýyordu.
Bahar gülleri karþýsýnda aþktan sarhoþ olan,
Bülbüllerin türküsü gönül piramidimden sekti durdu.
Gözlerimin beyazýnda yüzen ak küheylan,
Gülümseyen parlaklýðýn içinde kayboluyordu.
Hayaller sevgi yüklü rüzgârla adalarý karadan,
Sularý köpürterek düþ güzergâhýndan seyrediyordu.
Gönül gölümün hafif kýpýrtýlý dalgalarýndan,
Zaman kaçar ben kovalarým, harlanýr ömür odu.
S. Edip Yörükoðlu