DÂR-ÜL ŞİFÂ...
uzaklarda
bana yabancý bir yastýkta yorgun baþýn
kaçan tavþan
kovalayan tazý sýçrayýþýnda
tedirgin
ve derin olmaktan uzak
nefes nefese uykularýn
kurcalar kilidini bir el kapýnýn
duyarsýn derinden derine
anlarsýn
ayýlamazsýn
sen
bilirsin
o hýrsýz benim
o gelen benim yoksul avuntularým
her gece
hep o saatlerde
seni çalýp kendime saklarým
bir asena gibi
atýp seni terkisine doru atýmýn
gönlümün dâr-ül þifâ’sýna
sanki yaralý bir alperen gibi taþýrým
öpe koklaya
incitmeden
kirpiklerime kurduðum hamaða yatýrýrým
baþýn en sevgili aðýrlýðý olur kollarýmin
gerek yok üstünü örtmeye
hava ýlýk
ve hem zaten
niye bu kadar uzun ki saçlarým
sonra oturur baþ ucuna
þafak sökene kadar bir heykel gibi
kýmýldamayý kendime yasaklarým
hissedersin elinin ütünde nefesimi
ve gülümsersin
ben
gözü açýk sayýklarým
biri söner
biri parlar
tek elimle baþlatýðým tütün yangýnlarýmýn
lacivert bir bulut olur dualarým
usul usul teninde dolaþýrým
ta ki doru atým yanýma gelir
eðilip
hadi der kulaðýma
iþte o zaman
vaktin geldiðini bilen bir kurban gibi
tevekkülle çýkarýrým kalbimi yerinden
uyuyan avuçlarýna býrakýrým...
ceyda görk
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.