göðü bir uçtan
ötekine kat eden
kalbimdir
seni bir uçtan
kendime kat eden
aþk’ýmdýr
hangi nefesinde ömrün sonsuzluk
dur durak bilmez bir isyanla
kanadýkça boyumdan büyük laflar
acýtan kimliðiyle
acýdan sararmýþ bir sonbahar kaldýrýmýný
arþýnlayan düþlerin
kalbinde açýlan yaraya aðlýyor
bedenine inatla kanat çýrparak
ne kadar uçup geldim bilinmez ama
ben bu þehri senin için sevdim
derin ve fýrtýnalý bir göðe karþý
bir kule yükselirken içinde
yüreðinde ki alev
karanlýk pencereyi yalar
muazzam bir aþk doðar güne
“umut” yazýlý dizelerde seslenen
kayýp bir yalnýzlýktýn sen aslýnda
yalnýzlýðýna inatla kanat çýrparak
ne kadar uçup geldim bilinmez ama
ben bu þehri senin için sevdim
hüzzam bir kayboluþ
kaybolmak beklediðim hediye
tedirgin söz kýrpmalardan geçiyordum
üzerimde gidilmiþ aþk’larýn piþman tebessümü
mavilere bürünüp gözlerinden geçtikçe
yüzümü derin bir kesik kaplar
esmer zamanlarýn basamaklarýnda alýnan nefes…o kesik kadar
nefesine inatla kanat çýrparak
ne kadar uçup geldim bilinmez ama
ben bu þehri senin için sevdim
iðnebaþý gözbebeklerinde uyuyan bir son
hayat aðacýna asýlmýþ sesin
rüzgarýn uðuldamaz sesi
ayný sesin sustuðu mehtaplý bir geceydi çýkýp geldiðim
gurbete el sallayarak büyüyen hasretin
aþk’a düþmüþ huzuruyla
ölümü kutsayan göðsünde
ölümüne inatla kanat çýrparak
ne kadar uçup geldim bilinmez ama
ben bu þehri senin için sevdim