Doðma çocuk...
Gücün yeterse yapýþ
merhametin duvarlarýna
parmaklarýný kanatýrcasýna
Yapamýyorsan
-ki kader silinmez alnýndan
dualar olmayýnca-
acele etme
Mehtap eski mehtap deðil
kurþun sýkýlmýþ ciðerlerine
Karnýna attýðýn tekmelerinle
hayata gebe kalma
Sen bilmezsin
verilen her güzelin ! bedeli var
Belki gözyaþý
belki dört duvar...
Doðma çocuk...
Yüzün aynalarda eskir
Çatal dilli çizgiler
sofrana kuruluverir
muradýn olmadan
Hüznün diplerine vurursun
öpen olmaz alnýndan...
Tut ki doðdun
Ýlk nefesine gözyaþlarýn dolacak,
Üryan kalacaksýn Rabb’in kucaðýndan
Yanaklarýna nasýrlar tutunacak
az geliþmiþlikleri ile gün aðarmadan
Doðma çocuk...
Ruh yiyenlere güllerini devþirme
sýkma ellerini yavan seviþmelerin
Parmak uçlarýnda
cinayet var insanlarýn
kimlikleri belirsiz
Ter kokusuna karýþýr
üç beþ kuruþa
namusu yosmalarýn
künyeleri isimsiz...
Doðma çocuk...
Hayaller kurarsýn rengarenk
Yanarlar
imkansýzlýðýn ters tokadýnda
Düþersin
Sýrat’ýn orta yerinde
Kanar dizlerin
ellerinden tutup kaldýrmaz kimse
Güneþsiz vadilerin kýrýlganlýklarý
yýrtar nefesini
Kuyruksuz uçurtmalar kalýr geride
can derdinde...
Doðma çocuk...
Atacaðýn her adým
göðsüne sýzýdan izler býrakýr
Gözlerinden bebeðini çalar
düþmüþ adamlar
Saç diplerine zokalar asýlýr
vitir sonlarýnda
Yâr
dudak kenarlarýna
çala kalem izler býrakýr
Canýn yanar
gamzelerine gömülür ölü kuþlar
Doðma çocuk...
Eylül eski Eylül deðil
çatlýyor dudaklarý
Topraðýn rahmine düþer bir bir
kokun gibi masum
Ebabil kanatlarý
ve ölüme çare bulunmadý daha
kanlar da silinmedi
kurban sunaklarýnda...
Doðma çocuk...
Yeteri kadar yapraðý koparýlan var
heybesinde dünyanýn
Üþümüþ parmaklarýnda köleler aðlar
daraðaçlarýnda yetimdir salýncaklar
Cennet kapýlarýnda asma kilitler
Melek yanaklarýnda ýslaktýr yangýn
Sen olmasan tufandýr kader
doðma ki
tufanlar boðazýmýza durmasýn
Tut ki doðdun...
Tüm oyunlarýn saçlarýný kazýdýk
Gökkuþaðý diplerine
günahlar ektik
Boþ bulduðumuz yerlere
azý diþleri
Çiðnenirsin
Kurumuþ güle benzersin
Doðma çocuk...
Nasýlsa öleceksin yârin teninde
Doðma iþte...
Kal " olduðun " yerde...
Özgür SARAÇ/Râzý
15/05/2009 Denizli