Gökyüzü ýþýl ýþýllýða bürünüp parlayýnca dolunay,
Samanyolu’na taze yaldýz gibi samanlar dökülür.
Arasýra ince bulutlar raksla okþayýp aydan alýrken onay,
Gönüller içinde tarifsiz ihtiþamýyla aþktan þafaklar sökülür.
Sevecenlik yelpazesine, hayaller deðiþ-tokuþlarda üfürülür.
Hayatýn turuncu gölgesinde veranda ferahlýk,
Yaz akþamlarýnýn esintisiyle koyda mutluluk rahat ve þýk.
Pembe kamelyalarda mor salkýmlý sýra dýþý anýlmýþlýk,
Yeþile tutunan hayatlarda lilla sevgiden arkadaþlýk.
Bir dal, bir yaprak, bir çiçek, bir meyve;
Ruhlarýn ganiliði zamandan coþkun cezerye…
Iþýk gibi parlak yaðmur gibi taze mutluluk,
Güneþçesine yeni doðmuþ gibi parlayýverir.
Umut; iyilik ve hasret tohumlarýna verirken soluk,
Hayat kendi akýþýnda sürüp gider ve sevinçler dirilir.
Cemreli baharlarýn þafaklarýna sevinç çiçekleri serilir.
Sýcak karþýlama ve sýcak uðurlama köþe bucak,
Tutulan dileklere zamanýn kalbi ýlýyacak.
Öðütülen canlarýn sonbahar hüznünü ancak,
Safbahar þafaðýyla cancana tanlar onaracak.
Bir yar, bir yaren, bir siyam, bir insicam;
Dur-duraklarýn yüreklerde sýmsýkýlýðý pür ihtiþam...
Kara bir dumancasýna bulutlar þiþerek ufuklarda,
Hava esmerce koyulaþýr heyecanla þimþekler parlar.
Gök kesik kesim gürler, serin yaðýþ kokusu topraklarda,
Pýtýr pýtýr ses çýkararak neþeyle yaðmur baþlar.
Elinde týðý zaman, gönül taraçalarýnda kanaviçe nakýþlar.
Gök aðlar, yer güler; birbirini tamamlar,
Bununla donanýr canlar ve cananlar.
Yürek aðlar, ruh güler; birbirini tamamlar,
Bununla donanýr canlar ve cananlar.
Bir þan, bir þöhret, bir nizam, bir intizam;
Gel-git hareketlerinin gönül denizinde tadý badem…
S. Edip Yörükoðlu