umudun sýnýrsýz coðrafyasýnda
masal anlatan küçük bir kadýndýn yalnýz
saatin on ikisine dokunuyordu ç/anlar
uyku gelmezden hemen önce
hangi aþký ölçebilirdi ki ölgün bir yürek
kendine biçecek takati kalmamýþken üstelik
ben gitgide kýsalan boyumla
cüceler ülkesinin yamalý duvarlarýnda
aþk çatl/aklarýný arýyorken onarmak için
sen masallar üretiyordun kuruyan dudaklarýnla
yüzümüz ikiye bölündü
sýrtýmýzda gülle aðýrlýðýydý yükümüz
yüreðim yüreðinin alt kümesi
karmakarýþýk hesaplar avuçlarýmýzda
ve iki bilinmeyenli bir denklemdik kalp atýþlarýmýzda
üzerimden tren katarlarý gibi geçiyor vakit
her sevgili gibi biraz daha eskidim istasyonlarýnda
kurbanýný belirlemiþ sevda tüccarlarýnýn…
kýnýný terk etmiþ serin bir hançerdir yüzün
kaç parçaya ayrýlmýþsa o kadar büyüyen
ve o kadar küçülen korkularým için…
cesaretin ve korkunun kahramanýyým
aþkýnýn günlüðünü tutuyorum hala
ve biliyorum yaþayan en eski masaldýr aþk
umudun sýnýrsýz coðraf/yasýnda …
Nevzat KONÞER
Nisan 09