keþke beni sana tanrý gönderseydi
belki o zaman ilk emir
hak ettiði deðeri bulurdu
kalbinde…
giriþ
her söz kendini yazar mesel
bir gelip bir gidiyorsun ya
iþte o hep masal
geliþme
ah be güzelim
kaç dile çevirdim seni bir bilsen
baðýrdýkça gerçeði
yüksek sesle gelirdi yankýn
mum kokulu düþlerin damlardý geceye
inilmesi güç bir merdivendi yalnýzlýðýn
nerene tutsam alevi
orada bir sema
sema da ay
ay’ý da aldýn ya koynuna
yýldýzý da
sanki sen isteyince kayacak her dilek
kim bilir kimin rüyasýna
heyula gibi kayaydý sevi
kim geldiyse kýpýrdatamadý yerinden
çevresinden dolanmayý akýl eden fani
bilmezdi ki
aþk’týr diyeti
/ödedi mi
.
.
.
hem de üstü kalsýn dedi/
ana avrat düz gitti
dere tepe seyretti
efkâr ile hasbýhâl eden kaderi
raký masasýna buyur etti
“huu erenler
vardýnýz huzuruma
hele bir deyin bakalým
kimdir sizden daha fena”
efkâr aldý kaderi alnýna
bir gömleði vardýr her hayatýn
bir de hýrkasý
ya giyersin ateþten olaný
ya da hak’tan olaný
bilmezdi ki
aþk’týr ikisi
/giydi mi
.
.
.
hem de tam bana göre dedi/
hayatýn gölgesinde duraklayanlar kuyusundan içti
kana kana
yana yana
ohh dedikçe içi
bilmem hangi göz yaþýnda tuz
mahremini yitirdi
içinde ki geçide açýlan çöle vardýðýnda
aþk’ýn binlerce tarifi
serap oldu
gerçek oldu
hakikat oldu
hamdý
hiç oldu
oldu da ne oldu
çok seven erkekler kumpanyasýnda
soytarý oldu
baþlýyor baþlýyor baþlýyor
ahh ne de güzel aðlýyor
deðil mi ki hayat bir sahne
yaþamak da komedya
ölmek de
bilmezdi ki
aþk’týr ikisi
/oynadý mý
.
.
.
hem oynarým hem aðlarým dedi/
sonuç
akþama adýný yazdýran sûkut
altýn sarýsý bir boþluðu öpüyor
kavuþmalarýn
esamesi okunmuyor
yeniden yazýlmasý gereken aþk
hiçbir duadan ibret almadan gidiyor
ne yol sorabilirsiniz
ne de yordam
oysa aþk bilmezdi ki
kim severse onun hakký…