kör bir kuyu sessizliðine bürünse de kelimeler/in yer altýnda bir hücre karanlýðýnda sýrra kadem bassa da gözlerin yüreðinde eksilmedim
ve yokmuþ/um gibi kendini kandýramayacaksýn asla sen azal/t/maya çalýþýrken benden kendini büsbütün çoðaldýðýmý bilmekteyim…
adýmlarýnýn götürdüðü en uzak yerlere git ve geriye dönme her nerede karþýlýyorsan akþamý orda seninleyim…
sabah çayýnýn deminde cuma selalarýnda her akþam eve dönüþün yorgunluðunda bir parça ben varým bilmekteyim…
biliyorum can adým gibi biliyorum her duyuþunda ferahnak peþrevini ya da bir tanbur dolaþýrken hüzzam perdelerini gözlerinin dalýp gittiði yerlerdeyim…
yüreðinden geçen benim inkar ederken sevmeleri yok sayarken tüm þiirleri Emrah’tan bir koþma gibi ansýzýn aklýna düþen benim
Hak gibi bayrak gibi vatan gibi yüreðindeyim
...
unuttuðunu ve unuttuðumu zannettiðin nokta üstüne nokta koyup yazdýðýn mealin çektiðin eliflerin sorduðu ben/im
dokunuþlarda öpüþlerde bir baþka tende ve bir baþka eskimiþ seviþte ansýzýn saplanan sancýlarýn içindeyim
koyulan sohbetin orta yerinde ismi geçtiðinde þehrimin