Yönünü yitirmiþ göçmen kuþlar gibi
uçtuk zehir zemberek yol bilmeden, dil bilmeden
tanýmadýðýmýz ormanlarda kaybolduk
çýrpýndýkça açýlýp kanadý yaralarýmýz
kirli dumanlarýn dalgalarýnda
kimsesiz limanlarda nazlý umutlar yeþerttik
köprüler kurduk bir yalnýzlýktan bir yalnýzlýða
taa…iliklerimize iþledi yalnýzlýðýn ve ayrýlýðýn acýsý
bir yol bulup dönemedik
geçip gitti yýllar
gençliðimizi fabrikalara býrakarak
ve uzatarak her soluðu bin defa
çalýþýp durduk hasta dermansýz
ne geçen günlerin farkýna vardýk
ne de deðiþen mevsimlerin
ekmeðimiz terimizle ýslandý
umudumuz gözyaþýmýzla
kader türkülerine sýðýnýp kaldýk
dertli baþýmýzla
her vardiya bir ah düþtü yüreðimize
hasretler büyüttük gözlerimizde duman duman
uzanýp kaldýk gurbet yataklarýna yorgun
her sabah kurulan saatin zillini bekledik
geceyi güne, günü geceye ekledik
unutulmuþ garip ezgiler gibi
ezilip kaldýk yoksul anýlar cenderesinde
bir yanýmýz buram buram memleket
bir yanýmýz çile çile gurbet ele gömüldü
sesini yitirmiþ küskün çaðlayanlarla
akýp gitti ömrümüz yaþlý gözlerimizde
hayellerimiz yel, çocuklarýmýz el oldu
kara kafalarýmýz ak, ak kafalar kel oldu
biz kimiz, nereden geldik, yurdumuz neresi
nerde kaldý gençliðimizin ve umudumuzun adresi
oysa sararmýþ her yapraðýn bile bir tanýmý var
bir anlamý var dalýnda düþen her çýkrýðýn
kime nasýl anlatýrýz halimizi ey dünya