Akþamý kucaklayan günün renklerle biçim alýþýnda,
Geceyi arþýnlayacak taze keyfin kahvemsi kývrýlýþýnda,
Tepelerden inme sessizliðin maverasý günýþýðýna deðin,
Düþünceler gönle dolar, gönülden dudaða kayýþýnda…
Aydýnlýk yüreðin esmer yansýmasýnýn akþam rayihasý,
Gönül fýskiyesinin sevgi sýçrantýlarýnda þiirle gönenir.
Yakamoz çeþmesinden damlayan pýrýltý doldurur neþe tasýný.
Lilla dilek taþýnýn esnek geceye uzanýþýnda,
Sevgi pýnarý mý, hasret þelalesi mi günbatýmýnda,
Biri durup diðeri boþalýrken göz kamaþtýran büyüye,
Dolunay görünür penceremden yýldýzlardan kolyesi boynunda…
Ebedi baharlar ülkesine eteklerinde ýþýklarla,
Dünyevi kederlerin dökülüp kaldýðý efsunlar uçuþur.
Davetkâr uzaklar rengârenk güzelliklerle paslaþýr, adýmlarla.
Aþina seslerle haþir neþir akþamýn eþik duraðýnda,
Ruhlar yýkanýr titreyen mum alevinin mahzun ýþýðýnda.
Heyecanlarý kamçýlayan þah senem gençlik pýnarý,
Geçmiþi kaygýlar, geleceði saygýlar, an’da bin bir selamda.
Çantalara bütün serüvenleri doldurup sevinç rüzgârýyla,
Kalplerin güvertesine kurulan tatlarla okyanuslar aþýlýr.
Ütopyalarla tebessümlenir yarýnlar, ýþýktan prangalarýyla.
S. Edip Yörükoðlu