anlýk bir can kasýrgasýydý, gözlerinde çakmak çakmak yanan kývýlcým…
can’dý… mühürlü bir güldü bazý bazý… an’dý… zamanýn en küçük diliminde zulalamýþtý asýrlýk yangýnýný… canan’dý… tek suçu belki de yüz karasý kadýnlýðýydý…
andý, cam kýrýklýklarýyla örttüðü geçmiþini… yandý… dudaklarýndan süzüldü katre katre, bir zamanlar bacak arasýndan akýtýlan kaný.. nikahlanmýþ gençliðinin baharýnda, hüzünle, vermiþler dayý oðlu olacak þerefsize… gitmiþ bi vefa, býrakýp cananý meçhule… koparmýþlar arasýndaki kopmaz baðý, canýnýn parçasý biricik bebeðiyle…
o anlattý ben sustum… o anlattýkça ben susturuldum… suskunluðu konuþtu sonra… tüketti kelimeleri, tükendi…