Koy sevinsin nesl-i Nemrut, Karun’lar
Vakt-i firak "kûn" oluyor gardaþým!
Ucu açýk sanýlan o yarýnlar
Çok geçmeden dün oluyor gardaþým
Kýrýlýnca muhkem denen o faylar
Ýbret ile doldu yine bu aylar
Kibir kokan þatafatlý saraylar
Çapulcuya in oluyor gardaþým
Ýns’in hýzý kasýrgaya eþ olsa
Azrailden kaçamýyor, kuþ olsa
Deðil yüz yýl on asýrda yaþ alsa
Son deminde an oluyor gardaþým
Hani Þirin, nerede o Ferhat’lar?
Kimin imiþ kime kalmýþ o yatlar?...
Aynalarý çatlatan o suratlar
Buruþuk bir ten oluyor gardaþým
Kin doluyken gönül denen o dergâh
Ne âh biter o dillerde ne eyvâh
Üç beþ deyip küçümsenen her günah
Zaman ile bin oluyor gardaþým
Kimi düþmüþ pençesine eþinin
Kimi koþar ardýnda bir diþinin
Dine uygun yaþamayan kiþinin
Yaþantýsý din oluyor gardaþým
Zenginimiz et verirken kurduna
Fakirimiz em arýyor derdine
Sinelerde aþk, muhabbet yurduna
Kar yaðýyor, don oluyor gardaþým
Bu gidiþat hayli hazin; hoþ deðil
Omuzlarda o tabutlar boþ deðil
Anlattýðým bir hikâye düþ deðil
Yolun sonu sin oluyor gardaþým
Pes etmek yok bozulsa da ahitler
Ersiz deðil Hilâl’e yurt muhitler
Vatan için can veren o þehitler
Al sancaða kan oluyor gardaþým
Tehlike var, yaklaþmakta anbean
Dört yanýmýz tilki, çakal ve çiyan
Neden hâlâ uykudasýn; e uyan!
Vakt-i þafak; tan oluyor gardaþým!
Mecit Aktürk