Tren (2)
**Ýstanbul’da doðuyor sabah o kýzýl saçlarýyla**
Tütüyor sobalarý yine ardýþýk binalarýn kederle.
Sevda damlar þimdi bu þehrin her sokaðýndan,
Hepsi akýp da bana dolacak olsa bile.
/
**Ölümüm bu þehirde olsun istemiyorum.**
Burada kim bulur benim cesedimi?
Ýnsan hiç bilmez mi kendini?
Ben sadece kendimi deðil,
Bu þehri de sanki kolumdaki damarmýþçasýna
Bilirim...
/
**Bir aralýk gecesinde elinden tutarak**
Bahtiyarlýktan kalbim dursa bir anda,
Kar taneleri gelip deðerken anlýma,
Boðaz kenarý bir bankýn soðuk kucaðýnda,
Senden benden uzak yarýnlardan alakasýz,
Ölümle kardeþ, hayatla hasým olmuþ duygularla.
/
**Toprak belki de halýdýr biz yürüyelim diye,**
Her tarafta bizden yerini betonlara býrakarak.
Kaçan o soðuk halýnýn vefalý kucaðý...
Bir insan bu dünyadan ne bekler baþka?
Þan, þöhret, para... Hamdolsun hepsini tattým.
Bir o sevgilinin malazdukalarý yok hafýzamda.
/
**Trenden inenlere bir bak isterdim.**
Avrupai elbiseleri gökteki yýldýzlara pek benzer.
Beton suratlý lokomotif kaptanlarý
Ayný bir celladýn maskesine benzer.
Bu dumanlarýn cigaramdan çýkmadýðý ne malum?
Tren pek de umurumda deðil zaten, sen varken.
Elimde bir ceketim bir de biletim var, nasýl olsa
Kaybedecek bir senim kaldý, güzel Agatha.
/
**Süzüyorum þu yolun kenarýndaki**
Uzun, garip, beti benzi atmýþ kambur adamý.
Ýnan, umursamýyordur bu trendeki
Bizim eþsiz ve her aný ömre bedel mutluluðumuzu.
O bir tek bir metal yýðýný görür,
Durmadan düdük öttürüp tüttüren.
Ýnan, o adamýn kamburu baþýnýn yükündendir.
/
**Þu ak yünlü hayvanlara benzeyen bulut bile**
Onun için gram kayda deðer bir hadise deðil.
Onun derdi belki vataný, belki de vatansýzlýðý.
Onun için bizim özlemimiz nasýl önemsiz olur?
Ben aklýmý kaçýrýyordum yine bu tren garýnda.
Bir anne bile düþünmez böyle.
Ama davul gibi ayný, karný burnunda.
Bana þu dakika, þu saniye düþen tek þey,
Yoluma bakýp adamý yalnýz býrakmak oldu bile.
/
**Kahvedeki ihtiyarlarýn asýk suratlarýna bak.**
En büyük kumarbazdan daha baðlýlar kartlara,
Ama hayata bile baðlý deðilken bu alkantara.
Pahalý, köþeli çantayý taþýyan iri kýyým ahmak...
/
**Bahçesinde senin dudaklarýndan az biraz soluk,**
Dikenleriyle kendini koruduðunu zanneden,
Senden benden epeyce yüze güller açan teyze,
Eþarbýný atmýþ boynuna, kimsesizliðini izliyor.
Belki de bir hediye gelir gök kubbeden diye.
/
**Çýkarsak en sonunda bu mahþer misali þehirden,**
Kuru otlar dost olmak ister mi senden uzak yalnýzlýðýma?
Sen ve sevda ve özlem ve hastalýklar ve bu tren...
Neyin uðrunadýr, soran oldu mu hiç acaba?
Sorsalar aðlamadan anlatabilir miyim peki?
/
**Pekala, en güzel betimlemelerden uzak olsa dediklerim,**
Farký olur mu rubaiden bozma bir mýzraklý ilmihalden?
Ya da dinleyip okur muydun, sakallarým olsa bile ak?
Uyuyup da bir sabah kapatamasam bir bebek misali
Zýrlayýp laftan sözden anlamayan þakasýz alarmýmý,
Okur muydun bu mýsralarýmý yahut tutar mýydýn aklýnda?
/
**Ciddi olmayacaksýn bu hayata asla ve kat’a, kardeþler misali.**
Belki göremeyeceðim onu, kalem ucuna ders veren belinde entarisi.
Ya da tutamayacaðým ellerini mavi deniz kýyýsý bir bozkýrda.
Olsun, olmayacaðým, olamayacaðým bir anlýðýna ciddi, bu hayatta.
/
**Bir keman sesi geliyor ince duvarlarýn ardýndan,**
Kapýsý kilitli o meçhul ve yosun tutmuþ kompartýmandan.
Belki kimisine gýygýy gelir bu seslerin düðünü,
Kimi ise beðenir onu teyzenin bahçesindeki gül misali.
Bak, çalýyor iþte güzel bir kumrala aciz bir musiki.
Bu sefer daha anlamlý geliyor o adamýn yükü.
Belki de ruhu da benim gibi kapmýþtýr bir büyü.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.